Sosyal medyada klasik bir siyasi iletişim modeline seyirci kalıyoruz.

Klasik bir model, çünkü sosyal medya hayatımıza girdiği günden beri neredeyse hep aynı paylaşımlar yapılıyor.

Biraz inceleyip değerlendirme yapsak fena olmayacak.

Zira sosyal medya platformları genellikle siyasi paylaşımlarla dolup taşmaya başladı.

Mevcut düzende bazı iletişimciler ve danışmanlar, yaptıkları paylaşımlarla hizmet ettikleri siyasi kişi ve kurumları aşağıya çekmeye başladı.

"Katıldık, ziyaret ettik, misafir ettik, dua ettik..." temalı onlarca sıkıcı paylaşımı ele alalım.

Mesela bir parti teşkilatının başkanı, "teşkilatımızın programına katıldık" diye paylaşım yapıyor.

Yani kendi düzenlediği programa kendisini misafir etmiş gibi...

"Belediye başkanımız ilçe teşkilatımızı ziyaret etti" diye paylaşımlar görüyoruz.

İnsan evine girerken evini ziyaret ettiğini söyler mi?

Oralar sizin evleriniz zaten. Bunlar nasıl ifadeler?

Aynı partideki insanların sürekli yan yana gelerek fotoğraf çektirmeleri ve bunları her gün defalarca "........ misafir ettik, ziyaret ettik" diye paylaşmaları artık sıkıcı olmanın ötesine geçti.

Birçok siyasetçinin sayfası, ne amaçla yapıldığı belli olmayan ziyaret paylaşımlarıyla dolu.

ZİYARETLE SİYASET YAPMAK

Sadece ziyaretle siyaset yapılacağını sanmak akla zarar bir yaklaşım...

Siyasetçi bürokratı, bürokrat siyasetçiyi, teşkilat mensupları vakti oldukça önüne gelen herkesi ziyaret ediyor, danışmanlar da bunları bir icraatmış gibi paylaşıyor.

Bazen bakanlar, belediye başkanları bile kendilerine bağlı olan kurumları "ziyaret ettik" diye paylaşıyor.

Görüşme veya ziyaretlerin fayda analizleri yapılmıyor.

Siz neden görüşüyorsunuz? Neden ziyaret ettiniz?

Bu bir çalışma ziyareti mi yoksa rastgele oturup çay kahve mi içtiniz?

Ele alınan konu başlıkları neler?

Bu konuşmaların topluma ya da kurumlara faydaları nedir?

Bunlarla ilgili bilgi paylaşımı yok.

Ziyaretlerin yalnızca çay içmek için yapılmış gibi durması genel olarak paylaşımları yapan iletişim danışmanlarının tembelliğinden veya bilgisizliğinden kaynaklanıyor.

Hiçbir özveri ve fayda içermeyen bu iletişim modeli siyasi kazanımları da tüketme noktasına geldi.

Bu paylaşımları yapanlar o kadar özensiz ve konulardan uzak ki, bir cenazeye katıldıkları zaman "şu şu kişinin cenazesine katıldık" diye paylaşım yapıyorlar.

Baş sağlığı veya güzel bir temenni çok sonra geliyor, hatta bazen olmuyor bile...

"Cenazeye katıldık, bugünkü icraatımız bu..." diyorlar adeta!

"Şehidimizin cenazesini karşıladık" diye paylaşım yapılıyor. Bu bir işmiş gibi... Bir de tabuta baktığı fotoğraf kullanılıyor...

Siyasi iletişim bu kadar alelade yapılacak bir iş değil.

Toplumun siyasetçilerle olan bağını zayıflatan unsurların başında iletişim modelindeki yanlışlıklar geliyor.

Yakasında mikrofonla halkın arasına dalıp samimiyeti abartan siyasetçilerle, sadece tanıdığı insanları ziyaret eden ya da onları makamında kabul eden siyasetçiler arasında sıkışmış bir timeline'a şahit oluyoruz.

Esnaf gezisi yapmanın, vatandaşın omzuna elini koymanın lütuf sayıldığı sosyal medya paylaşımları da halkı siyasetten soğutuyor.

Bu öyle hemen çözümü bulunacak bir konu da değil.

Eğer bir siyasetçiye danışmanlık yapıyorsanız iletişim modelini uzun uzadıya çalışmanız gerekiyor.

Bu çalışmayı yaparken çalıştığınız kişi veya kurumun niteliğini, karakterini ve durduğu noktayı, yaşadığınız zamana göre iyi analiz etmeniz gerekiyor.

HALKA ANLATILAMAYAN İCRAATLAR

Bireysel paylaşımlardan bahsettik bir de kurumsal iletişim çalışmalarına, detaylara çok girmeden değinelim.

Mesela, büyük hizmetlerin vatandaşlara tanıtılacağı, açılışının yapılıp hizmete alınacağı, bakanlıkların veya diğer kurumların düzenledikleri "protokol ağırlıklı" lansmanlar veya törenler var.

Protokolün onlarca çakarlı makam aracıyla katıldığı, oldukça basit ve klasik tasarlanmış sahnelerin tonlarca paraya kurulduğu, "halktan kopuk" törenler de etkisiz, hatta negatif algıya dönüşmeye başladı.

Protokol üyeleri bu törenlerde protokol kurallarına o kadar dikkat ediyor ki ayaküstü sohbet etmeleri durumunda bile protokol sıralamasıyla yan yana gelmeye özen gösteriyorlar.

"Aman o vekil ayaküstü sohbet ederken bile benim önüme geçmesin, ben protokolde bakanın bu tarafında olmalıyım, dikkatli olunsun" gibi tavırların olduğu halktan kopuk törenler...

Halka icraat anlatalım derken, halktan kopuk görünmek bu olsa gerek...

Bu değerlendirmeleri yapamayan ve stratejileri olmayan iletişimciler hazır şablonlarla kurumlara hizmet ediyor.

Kimse yeni modeller üzerinde riske girmiyor.

Gerçekten çok çalışıp hizmet eden siyasetçilerin ve üst düzey bürokratların işleri zor.

Bunları düşünmeye, yeni bir iletişim modeli geliştirmeye zamanları yok.

Mesele bu diplomasiyi, onların çalışmalarını halka ve kitlelere doğru anlatacak kişilerde bitiyor aslında.

Yani sosyal medya ve iletişim danışmanlarında...

Günü kurtarmak için paylaşım yapan danışmanlarla, çalıştığı kişi veya kuruma faydalı modeller geliştiren danışmanlar arasında dağlar kadar fark var.

Günümüz koşullarında icraat yapmak tek başına yeterli değil.

Önemli olan halk için yapılan her şeyi, atılan tüm adımları halka doğru anlatan teknikler geliştirmek.

Umuyorum bu anlamda etkili modeller üzerinde çalışan siyasi iletişimcilerin ve danışmanların sayıları artar.