Her konuda engelsiz bir dünya peşinde koşan farkındalık uzmanları, inançta da, ibadette de engel olmayacağını nasıl gözden kaçırdı anlamıyorum. Sıklıkla camiye gidenlerin ilgisini çekmiş olmalı; camilerimizde engelli vatandaşlarımız için onların gelişlerini ve ibadetlerini rahatlıkla yerine getirebilecek bir ayrıcalık yok.

Maneviyat hepimiz için. Özellikle inançla gelişen maneviyat her ruhu arındırır, her canlının yaşam amacını destekler. Fiziksel ve duyusal engelli vatandaşlarımızın manevi değerlerden somut olarak yararlanmasını sağlamak da engelsiz hayatın bir parçası olmalı.

Ama görüyorum ki, Antalya’daki camilerimiz bu konuda oldukça eksik. Yakın zamanda Konya ve Karaman illerini gözlemleme fırsatı yakaladım. Engelli vatandaşlarımızın camiye erişebilmesi için daha uygun ortamlar hazırlandığını dolayısıyla engelli vatandaşların da sıklıkla saf tuttuğunu gördüm. Sonra Antalya’mızdaki camilerimizin ne kadar engel tanımaz olduğunu değerlendirmeye başladım.

İBADETTE ENGELLERİ KALDIRALIM!

Engelli vatandaşların camilerde ibadetlerini yerine getirirken çeşitli engellerle karşı karşıya olduklarını hepimiz biliriz. Şehrimizdeki camilerin kullanım alanları maalesef engelli vatandaşlarımıza göre değil. Bu durum ülkemizin pek çok ilinde de böyle olabilir.
Örneğin yürüme engeli olan bir insanın yardım almadan camiye girmesi mümkün değil. Çünkü girişlerde rampa veya engelli kişiyi yukarıya taşıyacak herhangi bir araç ya da mekanizma yok. Tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan fiziksel engelli vatandaşlarımız bu sebeple camilere gelemiyorlar. Gelmek isteyen tekerlekli sandalye ile caminin kapısına gelerek orada ibadetini yapmaya çalışıyor.

Görme engelliler için de bu durum pek farklı değil. Uzmanlardan destek istenerek gerekli tedbirler alınabilir. Bu o kadar da zor olmamalı. Örneğin, cami içerisinde kıbleyi rahatça bulabilmeleri için bastonun (bastonlarda da yeni tasarımlarla farkındalık geliştirilebilir) algılayabileceği bir sensör olabilir, camilerin içerisindeki halılar görme engelliler için de ayrıca düzenlenebilir. Yerlere yürüme izleri döşenerek tek başına yönlerini bulmaları sağlanmış olur.

İşitme engelli vatandaşlarımız için de camilerimizde durum aynı. Kısıtlı imkânlar ya da toplumun henüz oturmamış bilinci de buna sebep gösterilebilir.  İşitme engeli olanlar için tüm konuşmalar ekrana yazı olarak yansıtılarak görsel oluşturulabilir.

Engelli vatandaşlarımızın yanında, yaşlılık sebebiyle sorun yaşayan, fiziksel zorluklar neticesinde ibadetini yerine getirmekte zorlanan ya da belli sağlık sorunları yaşayan vatandaşlarımız da düşünülmelidir. Bu vatandaşlarımız, belli yerlere oturma alanlarına ek, dengede kalmaya yardımcı tutunma aparatları sayesinde, ibadetlerini yardımsız ama güvenli bir şekilde yerine getirebilirler.

Vatandaşlarımızın istekleri doğrultusunda düzenlemeler yapıldığı takdirde, inanıyorum ki her birey,  ibadetini yerine getirmek üzere camiye daha özgüvenli koşacak. Engelli vatandaşlarımız için yapılan ayrıcalıklar herkese mutluluk verirken, böyle hayır işlerinde çabalayanlar da büyük sevaba gireceklerdir.