İnsanlığın en önemli yaşam pınarlarından birisidir umut. İçimizin en kuruduğu anlarda çağlayanlar gibi gürleyerek içimizde akan, kalbimizin en karardığı anlarda bize yaşam, can suyu verendir umut.
Hayatın her anında, her kesiminde bizi ayakta tutandır umut.
Pandoranın Kutusu gibi, kutu açıldığında her şey gitmiş, tüm zorluklara ve yanlışlarla başa çıkmayı sağlayacak tek şey kalır, o da umuttur.
Aklın yolu birdir. Geçmiş ve gelecek el ele verip güç birliği yaparsa ortaya inanılmaz güzellikler çıkar.
Antalya'yı gerçek anlamda dünya kenti olarak görmek istiyorsak şu an yönetimde bulunanlar Antalyalıların kendilerinden neler istediğini ve dünyada kentin rakibi olan şehirlerin neleri başardığını iyi sentez etmeleriyle başarabilirler.
Birtakım kuru inatlarla ve çeşitli bahanelerle Antalyalıların önem verdiği simgelere sırtını dönerek, dünya kenti diye lanse etmeye çalışılan Antalya'nın kısır döngülere kurban edilmemesi lâzım.
Başta Antalya Büyükşehir Belediyesi, diğer ilçe belediyeleri, tüm icra makamındakiler ve siyasiler, milletvekilleri Antalya'ya kalıcı izler bırakmanın, daha çağdaş ve gerçek dünya kenti yapmak için el ele vererek Antalyalıları dinlemeli.
Thomas Brown, “Yaptığınız işin en iyisini, bir de zamanında yapın” diyor.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek gerçek bir dünya kenti düşlüyorsa daha geniş ufuklara bakmalı, etrafındaki dar açılı menfaat birikimlerini dağıtmalı.
Sayın Böcek unutmamalıdır ki zaman bir var olan bir yok olan yağmur bulutu gibi çabucak geçip gidiyor.
Antalya'da yaşayanların yaşamlarında güzel şeyleri umut etmesi ne kadar doğalsa yetki makamlarında oturanların da bu umutları yerine getirmesi o kadar doğaldır aslında.
Antalya'da özellikle bazı öncelikli konularda, yetki karmaşasına son verilerek Antalya'ya katkı yapmanın yolları bulunmalı.
Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.