Bir e-posta geldi..
“Merve Tüfekçi” imzasını taşıyordu..
Ama..
Ona da bir başkasından gelmiş..
O “başkası” beni aradı ve “köşenizde yer verebilir misiniz? Olayları kendine yontan bazı kafalar için mesajlar içeriyor” dedi..
Okuyunca göreceksiniz..
“Evet” diyeceksiniz, “köşenize almaya değer bir yazıymış..”
CHP adayı Yıldıray Sapan’ın kendini savunma biçimi ile bu savunmayı savunan gazeteci Dursun Gündoğdu’yu eleştiren bu yazı gerçekten hoşunuza gidecek..
Bir bakın isterseniz..
…
ORGANİZE SORUMSUZ,
TOPLUMSAL VE SOSYAL SORUMLUK
DUVARINA TOSLADI
BBC ve CNN’de her akşam dünyadan haberleri takip eden bir insan olarak, yabancı ülkelerde siyaset mekanizması nasıl işler biraz bilirim..
Son okuduğum kitaplardan biri olan, Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder’in kaleme aldığı “Siyasi Hayatım” kitabında, ülkesinde siyasetle uğraşıp parti menfaatlerini ülke menfaatlerinin üzerinde görenler için kullandığı “organize sorumsuzlar “ tasvirini pek beğenmiştim..
Antalya’da bir çok yatırımı siyasi rekabete malzeme eden ve yatırımlarla ilgili kamuoyunda yanlış algı yaratılmasına neden olan Yıldıray Sapan, Antalya’da sorumsuzluk organizatörü yani “organize sorumsuzların” lideri..
Şimdi de milletvekili adayı..
CHP Antalya teşkilatı, milletvekili adaylarının tanıtımını geçenlerde yaptı..
Yaklaşık 800 kişilik salonda taş çatlasa 300 kişi vardı..
Sapan’ın adaylığı en çok CHP içinde tepki çekmişti..
Katılımın bu kadar düşük olması buna yoruldu..
Bay Sapan..
Siyasetle uğraştığını, kamusal bir sorumluluk isteyen bir iştigal içinde olduğunu hiçbir zaman öğrenememiş ve öğrenemeyecek..
Karısına uyguladığı şiddetin basında, karısının karakolda verdiği ifadede içerdiği acı detaylar nedeniyle yer bulmasından rahatsız..
Yavuz hırsız misali, olayın basına çıkmasını komplo olarak vurguluyor..
Sapan’a göre “hortumcuların menfaatleri kesildiği için” ayyuka çıkmış bu skandal..
İyi de, bu komploda “Antalyalı kadın derneklerinin rolü” ne olabilir?
Omurgalı kadın duruşu gereği..
28 Nisan’da kameraların karşısına çıkan 4 kadın örgütünün birbirinden fedakar temsilcileri hangi menfaat hortumları kesilmiş de, Sapan’ın milletvekilliği adaylığından çekilmesini istemiş?
Ceplerinden para harcayarak sosyal ve toplumsal sorumluluk görevlerini fazlasıyla yerine getiren eli öpülesi bu hanımefendilerin ne kaygısı var da, Sapan’ın milletvekilliğini istemiyorlar?
Gazeteci beyefendiye gelince..
Dünyanın her yerinde, “karısını aldatan siyasetçi” ile “karısını hastanelik edene kadar döven siyasetçi”nin haberi “skandal” olarak duyurulur..
Bu nedenle sayın Dursun Gündoğdu’nun “bel altı siyaset” başlığıyla duyurduğu köşe yazısına ziyadesiyle itirazım var..
Savcı’nın, davacı ve davalının barışmasına rağmen hamile bir kadını yaralamaya teşebbüs nedeniyle “kamu davasına dönüştürdüğü” mevzu, artık kişisel bir hadise değildir..
“Özel hayat” kılıfına uymaz, mahremiyet kazanamaz..
AKP karşıtlığı nedeniyle CHP’nin her ayıbına, adaylarının skandallarına kılıf bulmak gazetecilik değildir..
Hele “aydın sorumluluğu” hiç değildir..
Bir pozisyonu meşrulaştırmak adına süslü kelimelerle argümanlar öne sürmek “AYDIN olmak” değil, “pozisyon aydıncılığı oynamak”tır..
Gözlerden kaçtığını sanmayın..
…
Konu gayet güzel dile getirilmiş..
İtirazı olan var mı?