Hafta sonunda Antalya sporunu yakından ilgilendiren son derece kritik maçlar vardı.
Bunlardan en gereksiz(!) olanı MedicalPark Antalyaspor’un Bucaspor ile oynadığıydı. Üzerinde belki de en az konuşulması gerekeni.
Bucaspor karşılaşması, bu sezonki Antalyaspor’un resmidir.
Yani isteyince maçı kazanabilecek kapasitede, ancak hedef yokken lay lay lom yapan bir ekip. Bu kadro, Mehmet Özdilek’in en önemli deneyimlerinden biridir ayrıca.
Heyecan veren futbolun her zaman daha kaliteli kadrolar tarafından oynanmayabileceği, amatör ruhla ve takımdaşlıkla çok daha büyük zaferlere koşulabileceği gerçeğini, son iki sezonki kadroları üst üste koyduğumuzda hepimiz daha iyi göreceğiz. Özdilek de bunu görmüştür.
Gelelim diğer takımlarımıza
Basketbolla başlayacak olursak, Büyükşehir eline kadar gelen Play-Off fırsatını elinin tersiyle itti. 1 maç daha kazanabilseler, lige başlarkenki hedeflerinin çok ötesindeki bu başarıyı elde edebileceklerdi. Ancak Play-Off için son hafta Galatasaray’ı yenmeleri gerekecek. Bir Efes Pilsen mucizesi daha yaşatamazlarsa, Büyükşehir sezonu tamamlayacak ama bence zaten çoktan görevlerini fazlasıyla yerine getirdiler.
Nankörlüğün lüzumu yok, sonuç ne olursa olsun, tebrikler Büyükşehir!
Kepez ise İstanbul’da 3’de sıfır yaparak Beko Basketbol Liginin uzağında kaldı. Eskişehir’deki ikinci etapta 3’te 3 yapmaları bile yetmeyebilir, bir mucizeye ihtiyaçları var. Hafta içinde gazeteci arkadaşımız Şifa Çiçek, köşe yazısında oyuncularına para veremeyen, tamamen onur mücadelesiyle buralara gelen sporcular sayesinde 4’lü final oynayan Kepez’in yönetimini, deplasmana 3 gün konaklamalı, yemeli içmeli taraftar götürmesi nedeniyle eleştirmişti. Bu konuya en çok taraftar tepki gösterdi. Oysa yazıda taraftara tek laf söylenmemiş, yönetimin zihniyeti eleştirilmişti. İşte sonuç ortada. Gerçekleri görebilmek için gazeteci olmak da gerekmiyor aslında. Gazetecileri dinlemek bile bazen yetebiliyor.
Basketbolda geçmiş olsun diyebileceğimiz Kepez, futbolda inanılmaz güzel bir sonuca imza attı ve başta kendilerini basketboldan sonra ikinci branş olarak gören kendi yönetimlerine güzel bir ders verdi. Play-Off’a katılmak için mücadele veren Gölcükspor’u deplasmanda deviren futbolcular, küme düşmenin en büyük adayı olarak gösterildikleri grupta, bitime iki hafta kala neredeyse ligde kalmayı garantilediler. Kalan iki maçta iki yenilgi alsalar bile, Torbalı’nın 2 maçı da kazanması gerekecek ve bunun adı mucize olur.
İtiraf etmeliyim ki, Antalyaspor’dan sonra en çok maçını izlediğim takım olan Kepez’in ligde kalmasının zor olduğuna inanıyordum. Beni şaşırttılar ama bundan da büyük mutluluk duydum. Hem Kepez adına, hem Antalya futbolu adına. Önümüzdeki sezon 3. Ligde 3 takımımız olacak ve bundan büyük keyif duyacağız.
Diğer ekibimiz Tekirova ise ligde kalmayı garantiledikten sonra zirvede deprem yaratarak adından söz ettirdi. Lig ikincisi ve kazanması halinde liderle sadece averaj farkı kalacak olan Ünyespor’u devirmeleri, yakıştı doğrusu ekibimize. Seneye kendilerini de zirvede görmek istiyor gönül.
Antalyaspor Bayan takımının kaderini ise disiplin kurulu belirleyecek. Açıkçası iki hafta önce oynanan ve yarım kalan maçın kararını vermemelerinin nedeni, “Antalyaspor veya Marmara Üniversitesi takımlarının biri zaten düşer, düştükten sonra karar vermek daha kolay olur” diye düşünmüş olmaları muhtemel. Ancak Antalyaspor son 2 maçını kazanınca planlar bozuldu. Şimdi tercih zamanı. Asıl amacı eğitim yuvası olan Marmara Üniversitesi mi ligde kalacak, yoksa sadece kentinin genç bayanlarına spor yapmaktan başka amacı olmayan Antalyaspor mu hak ettiği yerde bulunacak, bunu göreceğiz.