Antalyaspor’un ligin ikinci yarısından itibaren, ilk yarıdan daha iyi futbol oynadığını, üstelik ilerisi için ‘daha iyi oynayacak’ izlenimi verdiğini söylemek gerek.
Zaten bir çoğu kaliteli isimlerden oluşan kadroya yapılan takviyelerin bunda katkısı büyük.
Devre arası transferleri genelde cazip gelmez kulüplere. Haklıdırlar da. Ya kendi takımında beğenilmeyen, ya düşüşe geçmiş ama çıkış arayan ve risk taşıyan, ya da geleceği yönelik genç transferi, onu da parayı basarak yapabilirsiniz.
Antalyaspor’un transferleri ise görünen o ki, ham sayısal olarak hem de isabet bakımından ligin zirvesinde.
Devre arasında 7 futbolcu gönderip 10 futbolcu takıma dahil etmek büyük cesaret ister.
Ancak görünen o ki Semih henüz hazır olmasa da bütün benliğiyle sahada. 90. dakikada hücum pres yapan Semih’in kimse faydalı olamayacağını söylemesin.
Giray, Boum’dan daha hazır. Stoperdeki eksiği kapatacak kapasitede.
Elazığ’da gıpta ile izlediğimiz Köksal, Antalyaspor’a yakıştı.
Enoh’a ise diyecek bir şey yok. Fizik yapısı, rakipten bir adım önce düşünen oyun zekası mükemmel. Antalyaspor’a kazandıranlara teşekkür etmek lazım.
Yenilerin tamamı isabetli görünüyor.
Gençlerbirilği’nden alınan İlkay, son Ümit Milli Takıma davet edilen kaleci Ozan, Belçika Ümit Milli Takımı’nda oynayan Ramazan, amatörden gelen Seddar’ı da es geçmeyelim. Ozan hariç bu gençlerin tamamının bedelsiz alındığını da hatırlatalım.
Bu noktada eksik olan tek nokta Antalyaspor’un 10 numarası. Eldeki oyuncular bu görevi yerine getiremiyor.
Uğur bu kadro kalitesinin altında kaldı, çünkü kafası hala geçen senede. Tita bu mevkide Özdilek tarafından da denenmiş, tutmamıştı. Önceki gün de orada Köksal’ı gördük. Bir ihtimal de Semih’in 10 numara oynayıp Diarra’nın tek forvet çıkması.
Çözümü elbette Aybaba bulacak ama yamanması gereken tek açık burası kalmış görünüyor.
Kupada yarı final önemli başarı. Ama ligi de unutmamak lazım. Yarı finale kadar ligde puanlar toplanırsa o zaman final yolu açık derim.