Türkiye ekonomisinin ayrıntılı bir fotoğrafını sunan 2023 Arz ve Kullanım Tabloları ile Simetrik Girdi-Çıktı Tabloları, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak hazırlandı. Bu tablolar, yalnızca üretim ve tüketim verilerini değil, aynı zamanda sektörler arası etkileşimleri ve ekonomik zincirin tüm halkalarını gözler önüne seriyor.
Sanayi Üretimi ve Toplam Arzda Öne Çıkan Sektörler
2023 verilerine göre, Türkiye ekonomisinin toplam arzının %81,1’i sanayi üretiminden oluştu. Bu oran, sanayinin ekonomideki ağırlığını bir kez daha gösteriyor. Toplam arzın %14,3’ü ithalattan, %4,6’sı ise net vergilerden sağlandı. Bu dağılım, ülke içi üretimin hâlâ ekonominin ana itici gücü olduğunu ortaya koyuyor, ancak ithalatın ve vergi düzenlemelerinin de üretim maliyetleri ve tüketici fiyatları üzerindeki etkisini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sektörler özelinde bakıldığında, imalat sanayi %33,0 ile ekonominin en büyük üretim kalemi olarak öne çıkıyor. Onu %11,1 ile toptan ve perakende ticaret ve %9,1 ile inşaat sektörü izliyor. Bu tablo, Türkiye’nin üretim yapısında imalat sanayinin merkezi rolünü vurgularken, ticaret ve inşaat sektörlerinin de ekonomiyi destekleyen önemli ayaklar olduğunu gösteriyor. Özellikle inşaat sektörü, arazi, malzeme ve enerji kullanımındaki yüksek yoğunlukla birçok sanayi kolunu doğrudan etkiliyor.
Ara Tüketim ve Girdi-Çıktı Oranları: Üretim Sürecinin Kalbi
Arz ve Kullanım Tabloları, sektörlerin sadece üretim miktarlarını değil, aynı zamanda üretimde kullandıkları ara tüketimleri de detaylandırıyor. 2023 verilerine göre, üretimde ara tüketim harcaması en yüksek sektör, 0,83 girdi-çıktı oranı ile Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı oldu. Bu durum, enerji sektörünün üretim zincirinde kritik bir konumda olduğunu gösteriyor.
Onu 0,70 ile imalat sanayi ve 0,69 ile inşaat sektörü takip ediyor. Bu oranlar, söz konusu sektörlerin üretimde hammadde ve hizmet kullanımına ne kadar bağımlı olduğunu gösterirken, bir zincirin halkalarındaki kopmaların tüm ekonomiyi etkileyebileceğine de işaret ediyor. Özetle, girdi-çıktı analizleri, hangi sektörün diğerlerini ne ölçüde beslediğini, hangi sektörlerin tetikleyici rol oynadığını anlamak için hayati önemde bir araç.
Simetrik Girdi-Çıktı Tabloları: Üründen-Ürüne Derin Analiz
Sanayilerden bağımsız olarak oluşturulan simetrik girdi-çıktı tabloları, ürün teknoloji varsayımı çerçevesinde, 64 ürün grubu üzerinden yurtiçi ve ithalat kaynaklı girdi-çıktı ilişkilerini detaylandırıyor. Bu tablolar, ekonomik zincirin her halkasının ayrı ayrı analiz edilebilmesini sağlıyor. Örneğin, bir ürünün üretiminde kullanılan ara girdilerin hangi sektörlerden geldiği, ithalattan ne kadar bağımlı olduğumuz ve toplam arzın ne kadarının yerli üretimden karşılandığı gibi sorulara net cevaplar sunuyor.
Bu tablolar ayrıca politika yapıcılar için de rehber niteliği taşıyor. Hangi sektörlerin büyüme potansiyeli yüksek, hangi sektörler dışa bağımlı ve hangi sektörlerde enerji veya hammadde darboğazları yaşanabilir gibi kritik sorulara yanıt veriyor. Ekonomistler ve yatırımcılar, bu verileri kullanarak stratejik kararlarını daha sağlam temellere oturtabiliyor.
Revizyon ve Metodolojik Yenilikler
Ulusal Hesaplar Sistemi kapsamında yapılan revizyon, Avrupa ile uyumlu “Uyumlaştırılmış Avrupa Revizyon Politikası” çerçevesinde 2024 yılı başında duyuruldu. Bu revizyon, mevcut veri kaynaklarının daha etkin kullanımını ve hesaplama yöntemlerinin güncellenmesini içeriyor. Böylece, Türkiye ekonomisinin performansını ölçerken hem güncel hem de uluslararası standartlara uygun verilere dayanmak mümkün hale geldi.
Sonuç ve Yorum
2023 Arz ve Kullanım Tabloları ile Simetrik Girdi-Çıktı Tabloları, Türkiye ekonomisinin üretim, tüketim ve sektörler arası ilişkilerini derinlemesine gösteren kapsamlı bir kaynak sunuyor. Veriler, sanayinin ekonomideki ağırlığını, enerji ve inşaat sektörlerinin üretim zincirindeki kritik rolünü ve ithalatın ekonomiye etkilerini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Özellikle politika yapıcılar, yatırımcılar ve akademisyenler için bu tablolar, ekonomik planlama ve strateji geliştirme açısından hayati önem taşıyor. Araştırmalar, hangi sektörlerin büyüme potansiyeli yüksek olduğunu, hangi sektörlerde dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini ve üretim zincirinde olası riskleri önceden tespit etmenin mümkün olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin 2023 ekonomik verileri, sanayinin ve özellikle imalat sektörünün ekonominin motoru olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ancak, enerji, inşaat ve ticaret gibi diğer sektörlerle olan bağlantılar, üretim zincirinin kırılganlığını ve aynı zamanda dayanıklılığını ortaya koyuyor. Bu kapsamlı tablolar sayesinde, ekonomik planlamada hem kısa vadeli stratejiler hem de uzun vadeli kalkınma planları daha sağlam verilere dayanarak yapılabilecek.