Adalet ve Kalkınma Partisi 2001 yılında kuruldu.
Bir yıl sonra yapılan genel seçimlerden zaferle çıktı. Tek başına iktidara geldi, oyların yüzde 34.28’ni aldı.
2007 yılında yapılan seçimlerden de zaferle çıktı. Oy oranını ise, bu kez yüzde 46.58’e taşıdı.
Türkiye, 2011 yılında yeniden sandık başına gitti. AK Parti’yi iki dönem iktidar yapan Türk halkı tercihinde yine değişiklik yapmadı. Halk bu kez iktidarın elini iyice güçlendirdi ve yüzde 50 oy oranıyla AK Parti’yi iktidara taşıdı.
11 yıllık bir geçmişi olan bir parti nasıl oluyor da tek başına üst üste 3 kez iktidar olabiliyor? Hem de her seferinde oylarını yükselterek.
Bugün bunun nasıl gerçekleştiğini size aktarmaya çalışacağım.
AK Parti Antalya milletvekilleri meclisin tatile girmesiyle soluğu Antalya’da aldı. Ramazan ayında aşırı sıcaklara rağmen dağ-taş demeden dolaştılar, dolaşıyorlar.
Hüseyin Samani, Mevlüt Çavuşoğlu, Menderes Türel ve Gökçen Enç, deyim yerindeyse soluk almadan çalışmaya devam ediyor. Halkın dertlerini dinleyen ve çözüm için bıkmadan usanmadan gezen AK Partili vekiller, Bayrama kadar bütün ilçe, belde ve köyleri ziyaret etmeyi amaçlıyor. Halkın acısına ve mutluluğuna da ortak olmayı ihmal etmiyorlar. Eksik gördükleri konuları not alıyorlar. Kısacası halkla iç içe ve her sorunlarıyla yakından ilgileniliyor.
Seçildikten sonra Ankara’ya gidip bir daha geri dönmeyen milletvekili profilini değiştiren AK Partililere ister istemez halkın da yakın ilgisi oluyor. Her şeyden önemlisi sorunlarını birinci derece yetkili kişiye iletebiliyorlar. Olumlu veya olumsuz cevap alıyorlar. Dolayısıyla da seçimde sandık başına gittiğinde tercihini ona göre yapıyorlar.
Evet, işte AK Parti böyle güçleniyor ve işte böyle günden güne oylarını yükseltiyor. Bu çalışmalar sürdüğü müddetçe de iktidarları devam edecektir.

*** *** *** *** ***

Marmara Üniversitesi’nden cevap
Dünkü yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okuyan ve 10 aydır tutuklu olan Emine Akman’ın gönderdiği mektuba yer vermiştim. Sonra da Türkiye’de basının, insan haklarının ve demokrasinin ne durumda olduğunu düşünmenizi istemiştim. Bu yazıma dün Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Devran yanıt verdi.
İşte Devran’ın o açıklaması; “Sayın Çiçek. ‘Basın Bayramında Skandal Uygulama’ başlıklı yazınızda yayınladığınız mektupta yer alan fakültemizle ilgili iddialar tamamen gerçek dışıdır. Söz konusu öğrencimizin eğitiminin aksamaması için yapılması gerekenler zamanında yapılmakta ve sınav sonuçları da transcriptine islenmektedir. Bilgilerinize rica ederim.”