Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı önce CHP’liler, şimdi de -neredeyse- Antalya’nın tamamı artık iyice tanıdı..
Kafasında “Antalya’ya hizmet” olmadığını..
Sadece “kendine” çalıştığını..
Kendisine güvenip Üniversite’den gelenleri bile hayal kırıklığına uğrattığını..
Doğruları söylemediğini..
Herkese tepeden bakıp hep “alaycı” tavır sergilediğini..
4.5 yıldır “cırcır böceği” misali “eyyamcılık” yaptığını..
Asla “emek”ten ve “emekçi”den yana olmadığını..
Cümle alem gördü..
Biraz geç gördü ve Antalya en az 15 yıl geriye gitti, çözülmesi zor sorunlar kaldı..
Ama inşallah Antalya halkı bundan dersini almıştır da, zararın burasından döner..
…
İşte bu Akaydın’ı ben yazdıkça o “Alisavar timi”nin en büyük hedefi haline geldim..
Rektörlüğünden bu yana yakın takipçisi olduğum Akaydın’ı anlattıkça birileri bana hep “yalancı” gözüyle baktı..
Bununla da kalınmadı..
Akaydın’ın bizzat kendisi beni korkutmaya, yıldırmaya ve susturmaya çalıştı..
Ekmeğimle oynadı..
Dava açarak, hatta iki yazımdan dolayı da ceza alarak kenara çekilmemi sağlamaya çalıştı..
Halkkart yöneticileri ile Akaydın’ın hukuk danışmanı İlker Gedik de aynı yolu izledi..
Ama ne Alisavar timinin “belden aşağı” vuruşları, ne de Akaydın ve çevresinin beni susturma çabaları tutmadı..
Çünkü..
Eleştirilerimde yazdığım ve söylediğim her şey kelimesi kelimesine doğruydu..
Nitekim..
Dava konusu edilen yazılarım ya “dava açılmasına gerek duyulmadı” ya da Yargıtay, “gazeteci işini yapıyor” diyerek, verilen cezaları yasalara uygun bulmadı..
Öte yandan..
Akaydın ve çevresi sadece bana dava açmadı..
Kendisini eleştiren hangi yazar varsa, hepsine aynı tavrı sergiledi ve gazetecilere açtığı onlarca dava var..
…
Konu Antalya’nın Büyükşehir Başkanı olunca, bu başkanın yaptığı her şeyi bu kent halkının bilmesi gerekir..
Bu nedenle..
“Akaydın’ın dava açtığı yazılarımı” yarından itibaren Antalya halkına aktaracağım..
Akaydın’ın “gerçek yüzü”nü ortaya koyan bu yazılarımı (CHP’liler dahil) Antalya halkının bir kez daha okumasında yarar görüyorum..
Geçtiğimiz seçimlerden önce, Akaydın’ın rektörken yaptığı vicdansızlıkları anlatmış ve “Ya bir de Başkan olursa” diyerek korktuğumu belirtmiş, uyarımı da yapmıştım..
Herkes bana karşı çıktı..
Ama, gördüğünüz gibi, korktuğum sadece benim değil, bütün Antalya’nın başına geldi..
Akaydın’dan kendi partilileri bile “illallah” etmiş durumda..
…
Akaydın’ın “yeniden başkan adayı yapılacağını” hiç sanmıyorum..
Ama, Antalya halkı şunu bilmeli..
Kendilerini “aydın zümre” olarak tanımlayan ve her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini iddia eden CHP’lilerden kim aday yapılırsa yapılsın, yaptıkları Akaydın’dan ne bir eksik ne bir fazla olmayacaktır..
Çünkü, “zihniyet” hemen hemen hep aynı..
Yoksa, Akaydın’ı seçerler miydi?
Bu nedenle..
Bu seçimde seçecekleri “Başkan”ı iyi düşünsünler derim..
…
Ve..
Akaydın’ın “dava konusu” ettiği 3 yazımı yarından itibaren sizlere aktaracağımı bir kez daha hatırlatıyorum..
“Tarih” gibi okuyun..
Geleceğinize ışık olacaktır..
soruyorum: Tok açın halinden anlar mı.. 24 Ağustos 2012
Akademisyen-Başkan Mustafa Akaydın..
Büyükşehir için ortaya çıktığı günden bu yana hep “emek ve emekçiden yana” sloganlar attı, vaadlerde bulundu..
Hatta o kadar ileri gitti ki..
Seçim çalışmalarında, “derdiniz golf sahası mı yoksa bu mu” diyerek, “ekmek” görüntülü afişler astırdı..
Akademisyen-Başkan burada golf sahasının bir “istihdam” bir ekmek kapısı” olacağını kavrayamadı, ama olsun..
Hoca için önemli olan “hoşa gidecek söylem”di, onu da söyledi bitti..
…
Akaydın’ın “emek ve emekçiden yana” o kadar çok vaadi ve afişi var ki, hepsini buraya yazsam sığdıramam..
Ama..
“Peki, hangisini yaptı” diye sorarsanız, cevabı kolay:
“3.5 yıldır hiçbirini yapmadı..”
Ötesi de var..
Üniversite’den getirdikleri ile onların yakınlarına yer açabilmek için bir sürü insanın işine de son verdi..
İşine son veremediklerini de kızağa çekti, akşama kadar gazete okutturuyor..