Meme cerrahı Prof. Dr. Mustafa Akaydın için..
24 Şubat 2009’da, “Ya bir de ‘Başkan’ olursa..” diye bir yazı yazmışım..
Ama onun da öncesi var..
11 Ocak 2006’da..
Mustafa Akaydın Akdeniz Üniversitesi rektörü iken..
“Hipokrat yemini”ne rağmen Bağ-Kur’lu ve sigortalı hastaları kapı dışarı ettiğinde..
“Rektör’ün vicdanı ve cüzdanı” başlıklı bir yazı yazmış ve şöyle demiştim:
…
Şimdi, eminim Rektör Akaydın, sadece hastaları kapı dışarı ettiğinde değil, kimi konularda da vicdan azabı çekmiyordur(!)..
Neler mi?
Gelin bunlara yukarıdaki “tarif”in ışığında bir bakalım:
- PACS sisteminin bütün ihale bedeli ödenmesine rağmen, 6 yıl boyunca ihale şartları yerine getirilmediği halde vicdan azabı çekmedi..
- Emekli Sandığı’na ait usulsüz faturalar ortaya çıktığında, asıl sorumlular yerine birkaç tane çalışan ekmeğinden edildiğinde ve ihbarı yapan kişiyi istifaya zorladığında da vicdan azabı çekmedi..
- “Paramız yok” diye ağlarken, 1.5 yıl sonraki rektörlük seçimine yatırım olsun diye 300 öğretim elemanının odalarının tefrişine 420 milyar lira harcarken de vicdan azabı çekmedi..
- Üniversite’de meydana gelen ve kanıtlarıyla ortaya konan “intihal” (bir bilgiyi çalma, aşırma) olayına rağmen, intihali yapan kişiyi korumak adına bunu inkar ederken de vicdan azabı çekmedi..
- Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal’ın “Profesörlük” ünvanını alması konusunda da vicdan azabı çekmedi..
- Bir Daire Başkanı’nın elemanına yaptığı ve Yargıtay içtihatlarıyla da suç sayılan “cinsel taciz” olayının üstünü kapanırken de vicdan azabı çekmedi..
- Tarih, 6 Ekim 2008 Pazartesi..
Akdeniz Üniversitesi’nde yeni eğitim-öğretim yılının açılış törenleri yapıldı..
Mustafa Akaydın artık rektör değildi..
Ama, -nezaketen de olsa- katılması gereken törenlere (ameliyatım var) bahanesiyle gelmediğinde de –eminim- vicdan azabı çekmedi..

…………………

Bugün tarih 29 Nisan 2013..
29 Mart 2009’da Büyükşehir Başkanı seçildiği ilk günden bu yana..
Belediyede skandalların, Halkart ve bu gibi kandırmacaların, rüşvet iddialarının, atama kıyaklarının, işinden edilen kişilerin, maaşını ödemediği işçilerin düştüğü kötü durumların ardı arkası kesilmiyor..
Hepsini biliyorsunuz..
Biz bir kez daha hatırlatalım istedik.
Çünkü..
Hizmetlerin en iyisine layık olan “hiç şüphesiz ki, dünyanın en güzel kenti” Antalya, bir kez daha, “skandal üretmekten hizmet üretemeyen” insanların eline düşmesin istiyoruz..
Çünkü.
Başka Antalya yok..
Bu şekilde..
Seçimlere kadar, zaman zaman vatandaşı uyandırmaya ve uyarmaya devam edeceğiz..
…
Bugün 1. sayfamızda özetleyip 4 ve 5. sayfalarımızda detaylarını verdiğimiz “Büyükşehir’deki skandallar” silsilesine rağmen..
Hala “bu işi en iyi ben yapıyorum” havasında olan Akaydın’ın, eminim bunlar için bile asla vicdanı sızlamıyordur..
…
Vicdan..
“Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç”tür..
Bütün insanlar dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir iç mahkeme ile gelirler..
Bunun adına da “vicdan” denir..
…
Prof. Dr. Mustafa Akaydın..
Asla vicdan azabı çekmiyor..
Şimdi, Antalya Büyükşehir Başkanlığı için “CHP’nin adayı” olarak yeniden huzurlarınıza gelmek için varını-yoğunu koyuyor ortaya..
Rektörlüğünü gördük..
Başkanlığını da gördük..
Ya bir kez daha bu kente “Başkan” olursa?
…
Emin olun..
Yine hiçbir konuda vicdan azabı çekmeyecektir..