Sormaya devam..
Ancak bu sefer soran ben değilim.
Bugün söz milletin.
Gazete okurları, gönderdikleri mektuplarla (aflarına sığınarak, özetlenmiş haliyle) soruyor. Muhatap da sadece Akaydın değil.
Bakın bir vatandaş ne diyor; “Günlerdir Büyükşehir’le ilgili yaptığınız yayınlar ne oldu. Şimdi yoksa pazarlık mı başladı. Ömer Apa’ya git. Ekdağ Genel Müdürü. O daha çok verir parayı.. Para onda.. Neden hocanın kirli ilişkiler içerisinde olduğu kişileri yazmıyorsunuz. İlker Gedik’i yazın. Taksi duraklarındaki yüz milyarlarca liralık rantı yazın. Ekdağ büfelerini yazın. Üstgeçit altlarını yazın. Kaça verdiler? Muratpaşa Belediyesi’ni de yazın. Muratpaşa’da para vermeden 6 ayda ruhsat alınmadığını yazın. Muhittin Böcek’in Konyaaltı’nda hiçbir icraatının olmadığını yazın. Rüşveti yazın..”
Aynı vatandaş bir başka mektubunda, “Muratpaşa Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Meclis üyesi Budak’ın mimar kardeşinin projelerine bir ayda ruhsat çıkarılıyor. Diğer başvurular 5-6 ay bekletiliyor. Böylece projelerini tez almak isteyenler bu adrese yöneliyor. Bunu da tüm inşaatçılar biliyor. Neden yazmıyorsunuz? Muhittin Böcek eser olarak ne yapmış Konyaaltı’na.. Neden yazmıyorsunuz? Hoca mafyaya ve Ömer Apa’ya teslim olmuş. Özel işler, kirli ilişkiler.. Neden yazmıyorsunuz?” diyor.
Bir başka mektup oldukça ilginç..
Vatandaşın mektubu, kısaca şöyle; “Sayın Murat Çiçek. 2009 seçimleri bittikten bir süre sonra hocanın hukuk danışmanı İlker Gedik, bir dernek yöneticisi olan sözde gazeteciye para verip, gazete baskısı yaptırdı. O gazetenin Manşet’in de sen ve önceki Belediye Başkanı Menderes Türel vardı. Bilmem hatırladın mı? Herhalde hatırlamışsındır. İnsanoğlu uğradığı iftiraları kolay unutmaz. Sana o gazeteci ile ilgili bir bilgi vereyim. Dernekçiliği de sözde, gazeteciliği de sözde bu kişi Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden trilyonlar götürdü. Kimi işleri araç kiralama, kimi işleri temizlik adı altında. Bizzat şahit oldum. Esnaf belediyeden alacağını tahsil edebilmek için sürünürken, bu arkadaş 100 bin lira, 150 bin lira, 200 bin liralık tahsilatları yapıp geçiyor. Bu adamı kim koruyor dersin?”
Okura teşekkürler. Bilmediğim bir konu değil. Ancak biraz daha aydınlanmış oldum. Affına sığınarak da mektubunun bir kısmını buradan yayınlamadım. Bu okurum da, diğer mektup gönderen okurlar da kusura bakmasınlar. Söz milletin elbet de ancak bende müsaadenizle gazetecilik yapayım. Şayet gönderdiğiniz her şeyi (elbet de süzgeçten geçtikten sonra) yayınlarsam, bana ne kalacak?
Sakın ha sakın yanlış anlamayın. Kesiyorum, bazı kısımları yayınlamıyorum diye, bunların yazılmayacağını da sanmayın. Neredeyse her mektup da “Pazarlık mı yapıyorsunuz” demeyin. En azından bundan sonra demeyin. Üzülüyorum ama sizin de hakkınız var. Maalesef aramızda “inancı” uğruna değil de, “hesabı” için yol alanlar var. Ancak biz onlardan olmadık, olmayacağız, olmamız da mümkün değil. Elinize vicdanınıza koyup, düşünün. Mesela; Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne satılacak insanlar dört buçuk yıl boyunca çizgisini hiç bozmadan ve gerekirse batmayı, bitmeyi, tükenmeyi göze alarak yoluna devam eder mi? Bu çizgiyi hiç bozmayan insanlar, seçimlere dört ay kala kendisini ispat etmiş sayılmaz mı?
Söz verdiğim gibi Kasım ayında yazmaya başladım. İnşallah “Final”e kadar da gideceğim. Siz hiç merak etmeyin.
Trend Haberler

Hisarçandır'da köylüler kazandı!

Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 1 Ağustos Cuma

Yapımı devam eden kavşaklar için ilk müjde geldi: Kepezüstü kavşağı Perşembe açılıyor

Antalya’da 27 Temmuz’da elektrik kesintisi: 6 ilçe etkilenecek

Manavgat'ın lezzetleri tescilleniyor

Gökhan Böcek’ten tehdit mesajı iddiası: Hepinizi yakarım!