Cumhuriyetimizin 93. yılını kutladığımız..

İkinci bir “kurtuluş savaşı” verdiğimiz..

“7 düvel”e karşı bir kez daha direndiğimiz..

Bir ve birlik olmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz..

Dünyayı saran savaş ve terörle yatıp-kalktığımız..

Bugün..

Kadına-erkeğe, gence-yaşlıya, öğrenciye-çalışana, siyasetçiye-işadamına sesleniyorum;

“Lütfen biraz sakin olalım..”

UZLAŞMA-HOŞGÖRÜ BİTMİŞ

Niye “sakin olalım” diyorum?

Çünkü..

Gazetelerde, televizyonlarda ve sosyal medyada yayınlanan fotoğrafların ve yazıların çoğu “kin ve nefret” dolu..

Dizilerdeki replikler, davranışlar, olaylar alabildiğine geriyor..

Çevremizdekilere gösterdiğimiz tepkiler de, hep bunlara paralel bir şekilde sürüyor..

Hele bazı “fotoğraf kareleri” var ki, tam bir “Türkiye resmi” adeta..

“Yüzlerdeki ifade korkunç.. Kin ve nefret dolu.. Uzlaşma-anlaşma-sevgi-hoşgörü bitmiş” maalesef..

Bu nasıl bir “çıldırmışlık hali”dir böyle?

İşte bugün, bu konuda söyleyeceğim birkaç sözüm olacak..

“İnsanların çıldırmışlık hali”ni biraz deşeceğim..

Ve eğer -becerebilirsem- böyle bir halden kurtulabilmenin, sakin olabilmenin mümkün olduğunu sizlere göstereceğim..

Yani..

Yazacaklarım, hepinizi çok yakından ilgilendiriyor..

Umarım, kulak arkası etmezsiniz..

NE VERİRSENİZ ONU ALIRSINIZ

Bir şeyi aklımızdan hiç çıkartmayalım..

Kızgınlığa kızgınlık..

Saygısızlığa saygısızlık..

Hoşgörüsüzlüğe hoşgörüsüzlük göstermekle..

Hiçkimse kimseye “üstünlük” sağlayamaz..

“Tatmin” de etmez..

İnsanoğlu bunu düşünemeyecek kadar “çıldırmış” olmamalı..

KURTULMAK İSTEYEN YOK

Aslında insanların “çıldırmışlık” hallerini her gün her konuda ve her yerde çokça görüyoruz..

Son yıllarda..

Her yaştan insanda, hemen her yer ve ortamda “bu hal” var..

İstisnalar dışında bütün insanlar, “göstermesi gereken normal davranışlar”ını neredeyse unuttular..

Aşırı kızgınlık..

Şiddet eğilimleri..

Tahammülsüzlük..

Hoşgörüsüzlük..

Ve saygısızlık..

Herkesi etkisi altına almış ve götürüyor..

Bakıyorsunuz..

Bu durumdan kurtulmak isteyen, bunun için gayret gösteren de yok..

“Peki, bu insanlar sokakta böyle ise, acaba evlerinde nasıllar” diye düşünüyorsunuz..

Ve ister istemez aklınıza “şiddet araştırmaları” geliyor..

Sonunda..

Şiddet mağduru olarak ortaya çıkanların..

Sokakta şiddet gösterisi yapanlar olduğunu görüyorsunuz..

HADİ.. BİR DE BUNU DENEYİN

Oysa..

Şiddete şiddetle karşılık vermek, bir başka şiddeti davet etmek anlamına gelir..

Biraz kendinizi kontrol etseniz..

Saygı gösterseniz..

Sevseniz..

Hoşgörülü olsanız..

Aynı şekilde karşılık göreceksiniz..

“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözü bunun için söylenmiştir işte..

Her şeyi deniyorsunuz..

Bir de bunu deneyin..

Size zarar veren, sizi insanlığınızdan uzaklaştıran o “çıldırmışlık hali”nizden nasıl kurtulduğunuzu hayretle izleyeceksiniz..

Bu da sizi huzura ve mutluluğa taşıyacak..

Haydi..

Biraz gayret..