İktidar partisinden “onurlu davranış” bekleyen CHP’lilerin içinde ne yazık ki “böyle bir duruş” gösterebilenlerin sayısı bir elin parmağını geçemiyor..
Bergama CHP İlçe örgütünü yürekten kutluyorum..
Biliyorsunuz..
Mehmet Gönenç'in Bergama Belediye Başkanlığı adaylığının açıklanmasının ardından ilçe başkanı ve 16 kişiden oluşan Bergama CHP yönetimi, istifa etti..
İstifa nedenlerini de şöyle açıkladılar:
“Parti tabanı imza toplayarak belediye başkanlığı adaylığı konusunda ön seçim talebinde bulunmuştur.. Bunu il merkezine ve Genel Merkezimize ilettik.. Ayrıca her ortamda da sözlü olarak dile getirdik.. Genel Başkanın ön seçim yaparız söylemi ne yazık ki bu kararla lafta kalmıştır.. Parti içi demokrasi havada kalmıştır.. Partili üye ve seçmenlerimizin özgür irade ve talepleri hiç dikkate alınmamıştır.. Sosyal demokrat partide ideolojide aslolan kararların aşağıdan yukarıya doğru verilmesidir.. Yani tabanın sesine kulak verilmesidir.. Ama Bergama'da tam tersi bir süreç yaşanmıştır.. İlçe yönetimi ve örgütümüz bir kapı kulu ve konu mankeni değildir.. Bu nedenle parti yönetiminden istifa ediyoruz.."
İşte bu “onurlu duruş”ları nedeniyle, o 17 kişiyi tebrik ediyor ve tabandan tepeye 81 ilin hepsindeki bütün CHP’lilere örnek olmasını istiyorum..
…
Aslında..
Ben yaşadığım kentin CHP’li yöneticilerini kutlamayı çok isterdim..
Ama..
Ne yazık ki, İl Başkanı Devrim Kök ile Muratpaşa İlçe Başkanı Ercan Erkan bu “onurlu duruşu” gösteremediler..
“Antalya’da kesinlikle ön seçim olacak.. Kim daha fazla oy alırsa başkan ve meclis üyesi adayımız da onlar olacak” dediler..
“Eğer ön seçim olmazsa, istifa eder çeker gideriz” dediler..
CHP’de Belediye Başkan adaylarının hiçbiri için “ön seçim” yapıldı mı?
Yapılmadı..
Kök ve Erkan istifa etti mi?
Etmedi..
Belediye meclis üyeleri dün 17.00’ye kadar “kontenjan” ya da “sandık” demek için müracaatlarını yaptılar..
Hiçbiri için “ön seçim”den söz edildi mi?
Edilmedi..
Kök ve Erkan istifa etti mi?
Etmedi..
Yani..
Attı mı mangalda kül bırakmayan “demokrasi özürlü”ler, bir “Bergama” kadar olamadılar..
Onlar gibi “onurlu bir duruş” gösteremediler..
…
Neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Antalya halkının söz verip de yapmayanları gördükleri-bildikleri halde, hala onları savunmalarına ve peşlerinden gitmelerine üzülüyorum..
Atatürk’ün partisinin işleri sadece “Erdoğan’ı takip etmek” olanların elinde “oyuncak” yapılmasına üzülüyorum..
İktidar partisinin ensesinde nefesini hissettirmesi gereken bir partinin, iktidar partisinin ancak yarısı kadar oy oranına sahip olmasına üzülüyorum..
Bildiğim-tanıdığım CHP’lilerin çoğunun, “Allah CHP’yi iktidar yapmasın” diyerek kendi partilerine duydukları güvensizliğe üzülüyorum..
Söyleyin şimdi..
Ak Parti’lileri “hiç ön seçim sözü etmeyen” Recep Tayyip Erdoğan’a biat etmekle suçlayanların, “belediye başkan adaylarımız ve meclis üyesi adaylarımız sandıktan çıkacak” sözü veren, ama bu sözünü asla tutmayan Kemal Kılıçdaroğlu’na biat etmesini normal mi karşılamalıyız?
“Sandık konmaz, adaylar ön seçimle belirlenmezse istifa ederiz” diye açıklamalar yapan ve hala yerlerinde oturabilen Devrim Kök ve Ercan Erkan’ı tebrik mi etmeliyiz?
…
Yazık..
Antalya’yı 5 yılda 15 yıl geriye düşüren ve CHP’ye imaj açısından büyük zararlar veren Mustafa Akaydın ile sözünü tutma erdemini gösteremeyen Devrim Kök ve Ercan Erkan’ın bir Bergama örgütü kadar olamayışlarına yazık..
CHP’nin, Antalya’da “sözünü tutmayanlar partisi” olarak görünmesine yazık..
Antalya’ya yazık..