Yazdan kalma bir günü yaşadığımız, geçtiğimiz pazar günü, Bir Zamanlar Antalya Müzesi’ni ziyaret ettim. Sonda söylenecek sözü başta söyleyelim. Yalancı bahar güneşi dışımızı, Bir Zamanlar Antalya Müzesi içimizi ısıttı. Ama tek bir farkla. Bu güneş sahici…

Kent Belleği Kent Aidiyetini Pekiştirir
Öncelikle bu müze bir köşe yazısına sığmayacak kadar kapsamlı. Yediden yetmişe her Antalyalı, bu kent belleğini görmeli, yaşamalı…
Yetmişli yaşlarda bir teyzenin derin bir iç çekerek, “eski günlerimi hatırladım” deyişi çok etkileyiciydi.
Keza altı, yedi yaşlarındaki çocukların da, hiç yorulmadan ve sıkılmadan, aileleriyle saatlerce müzeyi gezmesi de…
*
Antalyaspor’dan Altın Portakala; Elmalı Güreşleri’nden köfte piyaza, Kaleiçi’nden Burhanettin Onat’a, tirmisten 18’in bağaçasına kadar herkes ve her şey var. Burada geçmişiniz, burada Antalya var…

Duygusal Anlar...
Sergiler arasında gezerken, bazen hayretle yeni şeyler öğreniyor, bazen geçmiş günlere giderek kâh hüzün kâh mutlulukla maziyi yâd ediyorsunuz.
*
Benim için Atatürk Stadı maketi ve Antalyaspor köşesi bunlardan biri. Bir diğeri de rahmetli Recep Gürbüz, Kırkpınar ve ilk er meydanı Elmalı Yağlı Güreşleri köşesi. Hele Recep Gürbüz balmumu heykeli, beni bambaşka diyarlara götürdü. Antalya’ya ilk altın kemeri getiren efsane güreşçi... Hiç unutmam… Aklıma, henüz daha 9-10 yaşlarında iken, televizyondan babamla o final güreşini izleyişimiz ve Recep Gürbüz rakibini tuş edip kemeri kazanınca, sevinçten havalara uçuşumuz geldi. İste beni o günlere götürdü bu köşe... Gözlerim doldu...
Mor Dağların Kucağında/Mavi Akdeniz Karşımda/Romalı Bir Yanımda/Selçuklu Bir Yanımda.
Böyle söylemiş Antalya sevdalısı Tarık Akıltopu... Dediği gibi müzede; hem Roma, hem Selçuklu, hem Osmanlı, hem Cumhuriyet... Hepsi var...
*
Dedik ya tam bir Kent Belleği… Antalya hakkında hiçbir şey bilmeyen birisi, sadece bu müzeyi ziyaret etse, Antalya hakkında ciddi fikir sahibi olur. Şehre gelen buraya uğramadan gitmemeli. Kentin tüm dinamiklerine bu konuda görev düşüyor. Kendim ve HUDER adına şunun sözünü veriyorum... Şehir dışından gelen tüm misafirlerimi, mutlaka önce buraya getireceğim. Bu da bir kampanyanın startı olsun.
*
Başta dediğim gibi... Bir köşe yazısı yetmez. Daha kortejden, Yörük Çadırından, Elhamra Sinemasından bahsetmedim bile...

Ve Son Söz...
Bu eserin mimarı Kepez Belediye Başkanı Sevgili Hakan Tütüncü’ye, kente kattığı ufuk için gönülden teşekkürler.

Haftanın Sözü:
Söyle bana çocuğum, Antalya’da saatler şimdi kaçı çalıyor... (Baki Süha Ediboğlu)