Bana göre çocuğu okula başlayınca sevinen ebeveyn, bıkmış ebeveyndir. Hatta yorulmuş, hatta tatil yapamadığına inanmış, hatta ve hatta kafasını bile dinleyememiştir.
Haklı olduğu taraflar var anne babaların. Şimdi bekara koca boşaması kolay dedikleri olaya geliyor, çocuğum yok ya konuşup duruyorum. Zorlanabilirler, kendi sıkıntıları bir yanda dururken ekonomi, sağlık, koşuşturma yorucu tabi. Bu yüzden hep derim ki önlemi baştan alacağız baştan. Sonrasında süreç daha uzun olabiliyor.
Gelelim konumuza, çocukları ilk kez okula gidenler olduğu gibi çoktan alışmış olanlar var. Zorla gidenler var, gülerek gidenler var. Ne mutlu çocuğu okula isteyerek gidenler. Ben kendimden örnek vereyim hep de söylerim; okula gitmeyi hiç sevmezdim. Evde oturayım, ya da hamama gideyim ama okula gitmeyeyim o derece. Buna karşılık hep okudum. Hala da okuyorum. Öyle bir bölüm seçmişim ki hayatım boyunca da okumaya devam etmek durumundayım. Çünkü konu insan ve sürekli bir şeyler değişiyor, bilim ilerliyor. Araştırma çoğalıyor. Okumak durumundayım. Bunun anlamı şu: ‘Sorumluluk Bilinci’.
Tercihim çocukların, yaptıkları şey her ne olursa olsun severek yapmalarından yana. Ama sevmek zorunda değil. Baş etmek zorunda. Üstüne düşeni yapmak zorunda. Peki bunu en kolay nasıl yaptırırız, hayal kurdurarak. Öncelikle hayalleri olmalı. Hayal kurdurun. Geleceğe dair planları olsun. Hayalleri olmayan çocuk yaratıcı da olamaz, sorumluluk sahibi de olamaz. Her olanağı sağlamayın. Erken yaşlarda kendi sorumluluklarını almayı öğretin. Mesela yedi yaşında bir çocuğun yıkadığı elbiseden ne hayır gelir değil mi ama yıkatın. Kendi kirli kıyafetlerini makineye atsın. Siz çalıştırın. Odasını kendi toplasın. Toplayana kadar zaman tanıyın. Ödüller değil pekiştireçler verin.
Hisleri konusunda empati yapın. Bir çocuk nasıl düşünür, çocuk olun. Çocuk gibi düşünmek için kendi çocukluğunuzdan destek alın. Şartlar değişmiş olabilir ama çocuk olmak aynıdır. Sempati ile yaklaşın. Arkadaş olmadan destekleyen ebeveyn olun.
Sorumluluk bilinci olan, sevmese bile üstüne düşeni yapan, baş etme becerisi geliştiren çocuk, sevilen ve saygı duyulan çocuk, her zorluğun üstesinden gelebilir. Yeter ki destek olun.
Kendi kaygılarınızla kendiniz baş edin, çocuklara yansıtmayın. Olmayan kaygıyı çocuğa yüklemeyin.
Sanırım yine düşman kazanıyorum. Yapacak bir şey yok. Çocuklar geleceğimiz.