Geçtiğimiz Salı akşamı. Sıradan, yağmurlu bir Antalya günü. Saat 16.30 suları. Bir arkadaşımla çevre yolu İstikbal Kavşağı'ndan Kapalı Spor Salonu'na gideceğiz. Hepi topu 5-6 kilometre ya var ya yok. Ama havanın karardığı o saatlerde bu kısa yolculuk işkenceye dönüyor. 40 dakikada ancak varabiliyoruz gitmek istediğimiz yere.
Son bir yıl içerisinde Antalya'daki köşe yazarlarının yazı konusu istatistikleri çıkarılsa zannediyorum ki trafik ve ulaşım sorunu ilk üçe girer. En çok değindiğimiz ve haklı olarak yakındığımız konu bu. Trafik ve ulaşım sorunu çözülürse Antalya dünyadaki en yaşanabilir şehir olur.
Peki neden böyle bir çilemiz var? Cevabı çok basit. Trafiğe çıkan araçlara yollarımız yetmiyor. Her yerde bir tıkanıklık, bir sıkışıklık. Kavşaklara akıllı sistem geldi ama kavşağa üç ışıktan aşağı ulaşamıyoruz ki. Giremediğimiz kavşak akıllı olsa ne olur akılsız olsa ne olur?
Mevcut yollar araçlara yetmeyince ne yapmak gerekiyor? Totaliter bir ülkede olsak trafiğe çıkış yasağı gelirdi. Tek plaka-çift plaka gibi. Ama öyle de olamıyor. Demokratik bir ülkedeyiz. İsteyen arabasına binecek.
Baskıcı kurallarla bu işi halledemiyorsak o zaman medeni ve çağdaş önlemler almak gerekiyor. Trafik sorunu için en çağdaş çözüm insanları arabadan indirip toplu ulaşıma bindirebilmek. Onun da anahtarı iyi bir toplu ulaşım sistemi. O trafik sıkışıklığında ilerlerken gözüm tramvaya takılıyor. Vagonlar hayli dolu. Yani vatandaş trafikte durmayan, sıkışan yollara girmeyen, kendi yolunda giden ve gideceği yere vaktinde varan sistemi tercih ediyor.
Bu esnada aklıma ulaşım master planımız geliyor. Ne dendi? Antalya'ya metrobüs lazım. Bunu demek için plan yapmaya gerek yok ki? Bunu zaten herkes biliyor. Metrobüs ne demek? Kendi yolundan giden belediye otobüsü demek. Zaten adı üstünde metro gibi kendisine ayrılmış güzergahta hareket ediyor. Ama otobüs gibi tekerlekli. Metro ile otobüsün bir karışımı. Peki kaç yıldır bu niye yapılmadı?
Menderes Türel, Antalya'ya büyük bir eseri yani raylı sistemi kazandırdı. İkinci dönemi için de ikinci etabı vaat etti. Eğer seçilmiş olsaydı ikinci etap da tamamlanmış olacaktı. Muhtemelen de üçüncü dönem için üçüncü etap projelendirilecekti.
Ancak gelinen durum itibariyle Antalya'daki trafik çilesi Sayın Türel'in bıraktığı günden daha kötü durumda. Ya da en azından aynı. Aynı desek bile bu bize bir şeyi gösteriyor. Geçtiğimiz beş yılda hiç yol alamamışız. Bazıları diyor ya beş yılda zaman kaybettik diye. İnsan bunu diyenlerin haklı olduğunu düşünmeden edemiyor.