Bugün, Kırcami konusunda “iki kişinin hakkını” teslim etmem gerekiyor..
Biri, Antalya Ekspres Gazetesi’nden Mehmet Talay..
Diğeri de Ak Parti’nin Antalya Büyükşehir Başkan adayı Menderes Türel..
…
Talay dünkü yazısında, “bir tarım alanı yok edildi, yazık.. Üstelik büyük bir de külfet getirdi” derken, yaklaşımı oldukça akılcıydı..
Haklı..
“Kırcami bölgesini imara açma, orada yaşayan ve arazi sahibi olanların rantını belki yükseltecektir..
Ancak, bunun karşılığında yerel yönetime 2 milyar (katrilyon) liralık altyapı yükü getirecektir..
Bu..
Hala kentin yüzde 30’unun altyapısı tamamlanmamışken, 600 milyon (trilyon) liralık bütçesi olan Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarını bu bakir alana aktarılması demektir..”
Bu işin bir yanı..
Bir de “tarım” tarafı var..
Talay diyor ki:
“Şimdi birileri ‘kentin göbeğinde kalmış bir alanda tarım olur mu’ diyecek..
Böyle düşünenler, gidip Amsterdam’ı bir gezsinler..
Kent merkezindeki inek ahırlarını görünce acaba ne düşüneceklerdir..
Günümüzde artık dünyanın en stratejik ürünü ne enerjidir, ne nükleer güçtür..
En stratejik ürün ‘tarım ürünleri’dir..
Bu bölgede yaşayan insanların ‘rant beklentisi’ tarım teşvikleri ile giderilebilirdi..
Yazık oldu Kırcami’ye..”
…
Evet dünkü yazımda, “bu alanı siyasi ranta kurban etmeyelim, Antalya için bir prestij semti yaratalım” dedim..
Ama..
Talay’ın bu görüşlerine ben de katılıyorum..
Bu bölge, “tarım alanı” olarak korunabilir, “imar isteyenlere” farklı bir rant sunularak yine tarım yapmaları sağlanabilirdi..
Ama geçti artık..
Maalesef, günümüzdeki “rant anlayışı” karşısında tarım arazilerini korumak oldukça zorlaştı..
Hele böyle kentin göbeğinde kalmış bir tarım arazisini elde tutmanın imkanı kalmadı..
Gerçekten yazık oldu Kırcami’ye..
…
Gelelim geçtiğimiz gün Büyükşehir Meclisi’nde kabul edilen Kırcami’nin 1/5000’lik planına..
Dikkat ediyorum da..
Ne Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın, ne de Muratpaşa Başkanı Süleyman Evcilmen, bu planın bugünkü hale gelmesinde en büyük rolü oynayan Menderes Türel’in adını ağızlarına bile almıyorlar..
Ağızlarına alsalar bile, örneğin Akaydın, “planı engelleyen milletvekili” olarak dillendiriyor..
Oysa..
İlgili Bakanlık’larla diyaloğa geçen, her aşamasında takip edip gereken bütün raporları çıkartan, her konuda Plan’ın önünü açan kişidir Türel..
Hatırlarsanız; Akaydın, Toprak Kurulu’nun Antalya’da yaptığı toplantıya bile katılmadı..
Ama Türel, taa Ankara’dan geldi ve Kırcami için kurul üyelerini ikna etmeye çalıştı..
Sonunda, Plan’ın önündeki pürüzleri Ak Parti’li diğer milletvekilleri ve il teşkilatı ile birlikte kaldırdı ve nihayet 30 yıldır yılan hikayesine dönen plan kabul edildi..
Akaydın, bunun ezikliğini yaşıyor..
Bu ezikliğini de, “bizi engelleyen milletvekili” deyip Türel’in plandaki rolünü yok etmeye çalışarak örtmeye çalışıyor..
Hoca’nın samimiyeti bu kadar oluyor işte..
…
Öte yandan..
Hasan Subaşı döneminde bir STK Başkanı olarak Kırcami’nin planını dava açarak iptal ettiren..
Menderes Türel döneminde de STK’ları harekete geçirerek planın iptal edilmesine yol açan..
Süleyman Evcilmen..
Şimdi Kırcami planı için, “ideal plan” tanımlaması yapıyor..
Bu konudaki samimiyeti (ya da samimiyetsizliği) de sizlerin takdirine bırakıyorum..
…
Biraz uyanın..
Ve “Sezar’ın hakkını Sezar’a verin” artık..