Japon deprem uzmanı Yoshinor Morikawi..
Akdeniz’de son günlerde yaşanan deprem hareketliliğinin normal olmadığını söyledi..
Ve..
Bölgede 5-10 yıl içinde 7.2 veya 7.3 büyüklüğünde bir depremin meydana gelebileceğini söyledi..
“Hatta, bu deprem yarın bile olabilir” diye de önemli bir uyarı yaptı..

Ben bu haberi okurken içim ürperdi..
Daha açıkçası, korktum..
Niye korktum?
Çünkü..
Antalya’da binaların yüzde 80’i ya “kaçak” ya da yapılarda “kaçak ilaveler” var..
Örneğin..
5-6 katlı gördüğünüz binalar, imarda 3 katlı görünüyor..
Diğer katları nasıl çıkmışlar peki?
Antalya’nın ensesi kalınlarından biri 3 kata izin verilen bir yerde, “nasıl olsa bana kimse sesini çıkaramaz” diye 6 katlı binayı dikmiş..
O dönemlerde gerçekten de kimse sesin çıkarmamış..
Sonra, o binanın yanına bina yapanlar için bu yapı “emsal” olmuş..
Ve arkası gelmiş..
Sonra da, işte böyle “beton yığını” bir kent çıkmış ortaya..

Ama..
Asıl vahim olanı bu değil..
Asıl vahim olan, Antalya’daki binalardan çoğunun “deniz kumu”ndan yapılmış olması..
İnşaatçılar, bunun ne anlama geldiğini çok iyi bilir..
Binalarda “deniz kumu” kullanılması yasaktır..
Çünkü..
Dere yatağı kumu gibi “tutuculuğu” pek yoktur..
Bu nedenle çabuk dağılır..
Çevrenizde duvara çivi çaktığında, o yerin tuz-buz olduğunu söyleyenleri duymadınız mı hiç?
Çevrenizde, evinin duvarının döküldüğünü, bu nedenle hemen her yıl tamir ettirmek zorunda kaldıklarını söyleyenleri duymadınız mı?
Bunun nedeni, işte o “deniz kumu”dur..

Şöyle bir düşünüyorum..
Dünyada da ülkemizde de deprem felaketleri yaşanıyor..
Eski yapıların sağlamlaştırılması ve yenilerin sağlam yapılması için bir sürü kanunlar yönetmelikler çıkartılıyor..
İnsanoğlu için her afet bir felaket olmasın diye çeşitli uygulamalar getiriliyor..
Ama..
Hala bundan ders almayanları fazlasıyla görüyoruz..
Örneğin..
Birkaç ay önce Antalya Limanı’ndan çıkartılan binlerce kamyon “deniz kumu”nun kimlere verildiği, hangi inşaatlarda kullanıldığı ile ilgili kimse çıkıp bir açıklama yapmıyor..
O kum, bir yerlerde kullanıldı ya da kullanılıyor..
Ve.
Depreme dayanıksız bir yapı meydana getiriliyor..
Eminim, bu yapı ya bir konut ya da bir işyeri olarak kullanılacak..
İçinde aileler oturacak, insanlar çalışacak..
Japon uzmanın dediği gibi, 7.3’lük bir deprem olursa ne olacak?
Elbette “felaket” olacak..
Peki suçlusu kim olacak?

Antalyalı vatandaş Emin Sacit Kemanoğlu diyor ki:
“Açıklamaların hiç birisine katılmıyorum.. Uzman kişinin 20 yıldır Türkiye’de yaşadığı düşünüldüğünde, inşaat sektöründe yeni bir korku, korkudan dolayı yeni bir pazar yaratılmaya çalışıldığını düşünüyorum..”
Böyle de düşünebilirsiniz..
Ama..
Ben de Antalya’nın imarıyla, yapıların kontroluyla ilgili herkese diyorum ki..
Bu Japon uzman Morikawi’ye kulak verin..
Zaten sağlam bir tabanı olmayan Antalya’da en küçük bir risk, büyük felaketlere neden olabilir..
Deniz kumu kullanılmış bütün binalarla birlikte malzemeden çalınmış binalar ve içinde yaşayan insanların can ve malları büyük risk altında..
Bu riski en aza indirmek sizin göreviniz..
Nasıl yaparsınız bunu bilemem..
Ama..
Bu açıklamadan sonra herkes “deprem geliyor korkusu”nu içinde hissetmeli ve alabileceği her önlemi alıp, kaderini beklemelidir..
Zaman geçirmeden..