Boğazımız düğüm düğüm…

Yutkunamıyoruz, tıkanıyoruz…

Kavruluyoruz, kahroluyoruz…

Gözyaşlarımız içimizde şelale…

Bir acıyı soğutmadan bir başkasını yaşıyoruz…

Bu bir terör filan değil artık resmen savaş…

Artık ne beddua, ne küfür ne lanetlemek tatmin etmiyor…

Bu gerçek anlamda bir seferberlik hali…

Söylemekten, yazmaktan yorulduk.

Artık birleşme zamanı…

Artık tek yumruk olup hain şerefsizlerin başına balyozu indirme zamanı.

Artık ‘senin teröristin-benim teröristim’ aymazlığını bir tarafa bırakıp bataklığı kökten kurutma zamanı…

Gencecik evlatlarımız kahpece şehit edilirken el ovuşturanlara dünyayı zindan etme zamanı…

Bu hain köpekleri besleyen, zincirlerini ellerinde tutan mihrakları döktükleri kanda boğma zamanı…

Artık ‘başımız sağolsun’ demekten, ‘milletçe kahrolduk’ feveranları yapmaktan usandık… Artık kısır siyasi çekişmelerden, siyasilerin terör belasını bir tarafa bırakıp birbirlerine saldırmalarından bıktık…

Birinin ak dediğine ötekinin kara demesinden tiksinir olduk…

Hemen her toplumsal hadisenin ardından insan haklarından, kardeşlikten, barıştan(!) sözeden demokrasi havarilerinden, yaşanan her terör olayı sonrası teröristlerden çok iktidarı suçlamayı alışkanlık haline getiren sosyal medya kalemşörlerinden kusacak hale geldik…

Hemen her olay sonrası ortaya çıkan ‘güvenlik ihlallerinden’, ihmallerden, sorumsuzluklardan gına geldi…

Artık gerekli önlemin alınmaması veya alınamamış olmasından nefret ediyoruz…

 

Yeter artık yeter…

Sabrımız taştı, ayranımız kabardı…