ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, dün meclis toplantısında esti-gürledi..

Yeri geldi iktidarı, yeri geldi Ak Partili-CHP’li-MHP’li belediyeleri eleştirdi..

Ve bu eleştirilerinde (katılmadığım bazı yönleri de olsa) -genellikle- haklıydı..

Özellikle, “turistik tesislerimiz 5 yıldız, ama çevreleri 2 yıldız bile değil, işte bu nedenle Bütünşehir Yasası çok önemli” diyen Menderes Türel’i haklı çıkartan sözleri, “Antalya gerçeğini” ortaya koyması açısından son derece önemliydi..

İsterseniz Budak’ın tespitlerini biraz özetleyeyim..

Çünkü, yaptığı konuşma sadece siyasileri değil, işadamlarını, esnafı ve Antalya halkını da çok yakından ilgilendiriyor..

Ve herkes “biraz üzerine alınsın” istiyorum..

Budak diyor ki:

“Antalya’da 1990-2013 yılları arasında kent nüfusu 2 kat, turizm 15 kat, ihracat 12 kat, otomobil sayısı 8 kat, dolar bazında mevduatı 8 kat, kayıtlı çalışan sayısı 3 kat arttı, ancak bu zenginlik refaha ve yaşam kalitesine yansımadı..”

Verilerin doğru olduğuna eminim..

Ama..

“Zenginlik ve refahın artmadığı” sözlerine katılmıyorum..

Şöyle etrafınıza bir bakın..

Lüks araçlardan geçilmiyor..

Lüks konutların hemen hepsi ya satılmış ya da kiralanmış durumda..

Özel okullar hızla çoğalıyor..

Restoranlar, eğlence yerleri dolup-taşıyor..

En son teknolojik aletlerin satışı gayet iyi durumda..

AVM’lerdeki “marka” firmaların satışları sürekli artıyor..

Daha da önemlisi; ekonomik kriz zamanlarında bile sokaklardan bir tane araç eksilmedi, restoranlardan ya da AVM’lerden insanlar hiç eksik olmadı..

Bunların hepsi “zenginlik ve refah” göstergesi değil de nedir?

Budak, "Antalya çok büyüdü, ama katma değeri, ürettiği zenginlik Antalya’da kalmıyor” dedi..

Yerden göğe kadar haklı..

Firmalar vergilerini “şirket merkezi”nden ödedikleri için, Antalya’da kazandıkları paraların vergisini de İstanbul-Ankara veya başka bir ile ödüyor..

Bu nedenle Antalya’nın vergiden alacağı pay çok düşüyor..

Oysa, bu firmalara ait tesislerle çevrelerinin bütün altyapısını Antalya yapıyor..

Yani, hizmeti Antalya veriyor, hizmetin kaymağını başkası yiyor..

Böyle olunca da Antalya için “yeteri kadar” kaynak bulmakta zorluk çekiliyor..

Budak’ın dile getirdiği bir başka konu da, “Kongre Merkezi”nin olmayışı..

Antalya’nın bir tane bile kongre merkezi bulunmadığına dikkat çeken Budak, "Çin’den Meksika’dan dünyanın her yerinden kongreci geliyor, Antalya’da 120 bin civarında kongre koltuğu var, ama bir tane kongre merkezi yok” dedi..

Bunda da çok haklı..

Hatırlarsanız Menderes Türel 100. Yıl alanına sadece stadyum değil, bir de 10 bin kişilik Arena ve Kongre Merkezi planlamıştı..

Bunu da “vizyonsuz, artniyetli” Mustafa Akaydın yüzünden yapamadık maalesef..

Yılda 12 milyon turist ağırlayan, dünyanın en iyi tesislerine sahip olan Antalya, uluslararası büyük kongrelere evsahipliği yapamıyor..

Bu olacak şey değil tabii ki..

Antalya. 2015’in kasım ayında en gelişmiş ülkeler G20 ile işadamları örgütü B20 zirvelerine ev sahipliği yapacak..

Budak diyor ki:

"Putin ve Obama’dan Merkel’e kadar hepsi bu zirvelerde olacak..

Liderler zirvesinden bir gün sonra işadamları zirvesi yapılacak..

Dünya liderlerini ve yine dünyanın önde gelen işadamlarını ağırlayacak Antalya’nın buna ne kadar hazır olduğunun sorgulanması lazım..”

Budak’ı şu sözlerinde haksız görmek mümkün değil:

“Uçakla Antalya’ya gelirken ilk göze çarpan şey, taş ocakları ile çatılardaki kirlilik..

Bir uçak gelmiş dağları ve çatıları bombalamış geçmiş gibi..

Liderler bunu görecek..

Madem böyle büyük etkinlikler aldık, 2015’e kadar ciddi bir programla harıl harıl çalışmak lazım..

Bütün kent harekete geçmeli..

Gün ısılar boyatılacaksa boyatılsın, bitkiyle kapatılacaksa kapatılsın..

Artık bir şey yapılsın..”

ATSO Başkanı Budak’ın “gençler”le ilgili sözleri de yürek yaktı adeta..

“15-24 yaş arasındaki gençlerde işsizlik yüzde 20 düzeylerinde..

İşin sosyal tarafına da bakmak lazım..

Bu kadar uyuşturucu kullanımının arttığı, bonzai denilen belanın bütün gençlere ulaştığı gün gibi ortada..

Gençlik işsiz, gençlik eğitilmiyor, okumuyor..

Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonun yaptırdığı ciddi bir araştırma var..

Araştırmaya göre gençlerin rol model aldıkları iki isim; biri Acun Ilıcalı, diğeri Arda Turan..

Bir bilim adamı veya bir siyasetçi falan değil bu kişiler, kolay köşeyi dönmek ve idol olarak seçtiği insanlar..

 Gençlerin yüzde 78'i de Türkiye'de yaşamak istemiyor..”

Budak’ın ekonomik ve siyasi bazı açıklamaları da var..

Ama..

Ben, yukarıdaki açıklamalarını daha önemli görüyorum..

Umarım, bunları bu konuşmanın muhatapları da benim kadar önemser..

Ve umarım gereğini yapar..