Batı medyasının, özellikle de ABD medyasının işte bu yanını takdir ediyorum..

Konu “ulusal çıkar” ve “ülkesine karşı herhangi bir tehdit” sözkonusu olduğunda, kenetleniveriyorlar..

Siyasi ve ekonomik çekişmeleri, iktidarlara karşı yürütülen muhalefeti bir kenara bırakıveriyorlar..

Eskiden biz de yapardık bunu..

Kendi içimizde birbirimizi bugünkünden daha beter yerdik..

Ama..

Dışarıdan bir tehdit geldi mi, iktidarıyla-muhalefetiyle-basınıyla-işadamıyla “tek yumruk” olurduk..

Bugün ise..

Ülkemize düşman olanları “dışarıda” aramaya gerek kalmıyor..

Ne zaman hava puslansa, hemen dişlerini ve tırnaklarını çıkarıyorlar..

Bir de utanmadan, “Türkiye’de basın özgürlüğü kalmadı” diye “yabancılara” şikayet ediyorlar..

Şu Irak’taki IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) olaylarının bizdeki yansımalarına dikkatinizi çekmek istiyorum..

Bazı gazetelerde atılan başlıklar ve yazılanlara bakın..

Mesela Aydınlık Gazetesi..

“AKP silahıyla 80 Türk rehin” manşetini atmış..

Nasıl tahrik ediyor, görüyor musunuz?

Milliyet Gazetesinden Mehmet Tezkan, “IŞİD’imiz oldu” başlıklı yazısında diyor ki:

"Afganistan sınırımıza taşındı diyebiliriz..

Ankara’nın bu durumu görememesi, önlem almaması, konsolosluğumuzu boşatmaması başlı başına fiyasko..”

Yani, “bu oldu ki, AK Parti de bunu yaptı” demeye getiriyor..

Eyüp Can Radikal’de şunu yazmış:

“Şu anda teorik tartışmaya girme, Suriye'de pandoranın kutusunu açarak başımıza ne belalar açtığımızı sorgulama zamanı değil diyenlere katılmıyorum, çünkü bunun sorumluluğu Ak Parti'dedir..”

Hürriyet’ten Ahmet Hakan “bunlarla aynı doğrultuda” ama biraz daha usturuplu yazıp yine Ak Parti’yi suçlamış..

Aslında bunlar oyun oynuyorlar..

Gerçekleri bilerek çarpıtıyorlar..

Ak Parti’ye karşı yürüttükleri ciddi bir propaganda savaşı var..

Bunlar Türkiye için hiçbir şeyin kaygısını gütmedikleri için, olayı çarpıtmaktan, yalan yazmaktan kaçınmıyorlar..

Ellerine geçen her türlü olayı, bir “Gezi” tepkisine çevirmeye, bununla da “Ak Parti’yi toplumun gözünde değersizleştirmeye” çalışıyorlar..

“Tek yumruk” olmamız gereken bir zamanda bile, “tahrik edici-insanları bölüştürücü- nefret uyandırıcı” olmaktan çekinmiyorlar..

Irak ve Suriye’deki olan-bitende Ak Parti hükümetinin yanlışı vardır, eksiği-fazlası vardır, bu ayrı bir şey..

Olayları normal yoluna sokalım..

“Savaş” ihtimallerini ortadan kaldıralım..

Dış tehditleri bertaraf edelim..

Dönelim içimize ve Ak Parti’ye ne yapacaksak yapalım..

Dış siyasetini de eleştirelim, iç siyasetini de yerden yere vuralım..

Gazeteci olarak, bu ülkenin selameti neyi gerektiriyorsa, onu yapalım..

“Çağdaş Batı” gazetecileri ve gazeteleri işte böyle yapıyor..

Bu arada, CHP’nin tutumunu da takdir ettiğimi burada vurgulamak istiyorum..

“Önce bu dış tehdit ortadan kalksın, şimdi birlik olma zamanı” diyerek, Başbakan’la ilgili gensoruyu geri çekti..

Keşke gazetecilerimiz de bu tür bir yaklaşım gösterebilselerdi..

Ama..

Görünen o ki..

Patronları “vur” diyor, bu arkadaşlarımız” öldürüyor” maalesef..

Dedim ya..

İçimizdeki bu gazeteciler ve gazeteler oldukça..

Düşmanı dışarıda aramaya hiç gerek yok..

Ne yazık ki..

Bunlar “tehlikeli” bir oyun oynuyorlar..

Gerçekleri bilerek çarpıtıyorlar..

Ve..

Patronlarının talimatları doğrultusunda, Ak Parti’yi hiç edebilmek için çok ciddi bir propaganda savaşı veriyorlar..

Türk halkının milli-dini duygularıyla çocuk oyuncağı gibi oynamaktan çekinmiyorlar..

Umarım akl-ı selim sahibi kişiler bütün bunları görüyor ve kime kulak vereceklerini anlıyorlardır..

Umarım..