Denizi çöplük gibi kullanıyoruz
Umut Özen
Neyin çöp olup olmadığı, nelerin tekrar kullanılabilir nitelikte olduğu, kişinin yaşadığı toplumdan öğrendiği değerleri ve kültürüyle doğrudan ilişkilidir. Çöp bilinci, bireyin öncelikle ailesinden görerek daha sonra da bunları eğitim kurumlarında şekillendirerek oluşan bir kazanımdır. Bu yüzden çöp bilincini bireyin toplumsallaşma sürecinden bağımsız düşünmememiz gerekir. Çünkü toplumsallaşma, genel olarak, bireyin içinde yer aldığı grubunun normlarını, değerlerini, tutum ve davranışlarını edinmesi sürecidir. Çevreye daha çok duyarlı olan hangi kent ilk sırada çıkar diye bir araştırma yapılsa hiç kuşku yok ki Antalya çıkacaktır. Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar geniş bir coğrafyada başta Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelerinin bölgelerinde her gün yenilerini ekleyerek sürdürdükleri çocuk oyun alanlarını da içine alan parklar, refüj, cadde ve bulvarların peyzaj çalışmaları, sürekli yenilenerek bakımlarının yapılması bu şehirde yaşayanlar kadar tatile gelen yerli ve yabancı turistlerin de beğenisini kazanmaktadır. Bugün Antalya’nın hangi köşesi temiz ise bunu belediyelerde görevli temizlik görevlilerine borçluyuz. Karayı temiz tutmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Peki toplum olarak denizimizi temiz tutabiliyor muyuz? Hayır, denizimizi çöplük gibi kullanıyoruz. Kaş'ta Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi koordinesinde, Kaş Kaymakamlığı, Kaş Belediyesi ile Kaş Sualtı Derneği (KASAD) desteğiyle su altı temizliği yapıldı. 40 dalgıç Adalar, Ufak Dere, İnönü, Çoban ve Çapabanko koyları ile Üzümlü İskelesi başta olmak üzere sık kullanılan 15 dalış noktasında dip temizliği yaptı. 3 gün süren deniz dibi temizliğinde su altından çıkarılan aralarında göçmenlerin kullandığı şişme bot, araç lastikleri, cam şişe ve çok sayıda ev eşyasının da bulunduğu atıklar çıkarıldı. Turizmin başkenti olan Antalya dünyada marka olmuş bir kent. Marka değerini daha çok artırmak için bu kentte yaşayanlar olarak bizlere sorumluluk düşmektedir.
Yorumlar