Dikkat ediyor musunuz?
TV programlarında “düzey” ne kadar düşerse, reyting de o kadar artıyor..
Düzeyli programlar da gece yarısı başlatıldığı için, çoğunluk uyuyor ve seyredemiyor zaten..
Bir okurum mektubunda bunu vurgulamış..
Bu mektubu, sizleri biraz daha düşünmeye iter mi acaba diyerek aynen aktarmak istiyorum..
Çok güzel bir eleştiri yapmış..
Konu hepinizi de yakından ilgilendiriyor..
Gelin ona biraz kulak verelim..
……………………………….
Sayın Ali Tongülüs,
Bir televizyonda akşam yayınlanan magazin türü programa konuk olan 2 sanatçı vardı..
Bunlardan biri erkek, diğeri “kadın”dı..
Ailece programı izliyorduk..
“Kadın” sanatçı(!), birlikte şarkı söylediği diğer sanatçıyla aralarında geçen konuşma esnasında, -sözüm ona şakayla- “oyarım lan seni” cümlesini 74 milyon insanın karşısında gayet rahat kullandı..
İnanın, bir kadın olarak eşimin yanında benim yüzüm kızardı..
“Kadın” sanatçı(!) ise kahkahalar atıyordu..
Bu bir örnek, çoğu sanatçı(!) böyle..
…
Tamam, şu artık bir gerçek; insanların birbirine saygısı kalmadı..
Ama, nedenler altında yatan gerçek de çok açık ve net olarak karşımızda duruyor..
Sorun belli..
Biz, toplum olarak manevi değerlerimize değer vermemeye başladık..
Toplumun gözde insanları da bu olumsuzluğa çok güzel örnek oluyorlar maşallah..
Bu bir “toplumsal sorun” mu?
Bence, “evet, toplumsal bir sorun”..
Yalnız şunu çok merak ediyorum; bu soruna aydınlarımız ve gerçek sanatçılarımız bir çözüm bulamıyorlar mı acaba?
Çünkü, aydınlarımız ve gerçek sanatçılarımız da o rezillerle aynı kefeye konabiliyor..
…
Bir vatandaş olarak ben, “yeter artık” diyorum..
Kendini sanatçı olarak lanse eden ve bir sanatçı olarak programlara katılıp şarkılarını söyleyen, 74 milyon insana hitap eden sanatçılarımız, “saygısız davranış ve konuşmalarına” ne zaman “dur” diyecekler, gerçekten merak ediyorum..
“Gençlik nereye gidiyor” diye soruyoruz hep..
Bu koşullarda gençlik nereye gidebilir?
Seviyeli, saygılı bir yol izlemeleri mümkün olabilir mi?
…
Neden reyting rekorları iyi bir kültür programı, belgesel ya da yarışma programlarıyla kırılmıyor da, saygısızlığın seviyesizliğin diz boyu olduğu programlarla kırılıyor, inanın anlam veremiyorum..
Sanatçı, topluma örnek olmalıdır..
Bizim sanatçılarımız (elbette hepsi değil, ama) neden hep “kötü örnek” oluyor?
Tüm aydınlarımızdan, bu ülkede yaşayan bir vatandaş, hem de sıradan bir vatandaş olarak konuya duyarlılık göstermelerini bekliyorum..
……………………………….
Allah’tan bu okurum gibi insanlarımız hala var..
Ancak, isteğinin gerçekleşeceğine pek inanmıyorum..
Çünkü..
Bu ülkeyi, hatta dünyayı “aydınlar” değil, “paraya sahip olanlar” yönetiyor..
Ve yardım istenilen “aydınlar” da “paraya sahip olanların emri altında”lar..
İşin içinde psikologlar, sosyologlar, ekonomistler var..
TV’lerin nasıl daha çok reyting yapacağı konusunda kafa patlatanlar da “aydınlar”..
“Reyting” ise reklam pastasından daha çok pay kapmaktır, yani “para”dır..
İşin içine para girince, “seviye ve saygı”nın pek hükmü kalmıyor..
…
“Aynı şeyler” Türkiye’deki siyaset için de geçerli..
Dikkat edin..
Siyasette de “düzey” düştükçe siyasete ilgi gösterenler artıyor..
Milletin “yeter artık, bizimle alay etmeyin, biraz insana saygınız olun, bizi kandırmayın” şeklindeki feryatlarına kulak veren bir tek siyasetçi görüyor musunuz?
…
Bu nedenle..
Okurumun o “saygı ve seviye” isteyen güzel düşüncesi pek gerçekleşecek gibi görünmüyor..
Siz ne dersiniz?