Antalya’da esnafın ağlaması hiç bitmiyor..

Antalya’ya geldiğim 1995 yılında esnaf, “sinek avlıyoruz” diye ağlıyordu, 2014’ün sonuna geldik hala “sinek avlama” edebiyatı devam ediyor..

Görünen o ki..

Sanırım esnaf, ağlamaya devam edecek..

Çünkü..

Antalya’nın içinde bulunduğu “kargaşa” giderilmez ise, 19 yıl önce her şey nasılsa 19 yıl sonra da aynı olacak..

Çünkü..

Esnafın temsilcileri de, kentin belediye başkanları da “kargaşayı gidermek” adına bir tek adım atmıyor..

Hatırlayın..

“Cadde güzelleştirmeleri” gibi kandırmacalarla siyaset yapılırken, esnaf kandırılmış ve AESOB Başkanı da bu caddelere övgüler düzmüştü..

Doğu Garajı’ndaki o çukura da “Üniversite” yapılmaya kalkışılmış, AESOB Başkanı, “çevre esnafının işine yarar” diyerek buna da destek çıkmıştı..

Bu esnafın derdi biter mi?

AESOB Başkanı Doğu Garajı’na üniversite isteyip 200 tane esnafın kazancını düşünmeyecek..

Antalya’nın 70 bin esnafını düşünecek..

“Bu 70 bin esnaf nasıl para kazanabilir hale getirilir”e kafasını yoracak, bunun mücadelesini verecek..

İşi bu..

Bu nedenle bugün, bir kez daha “esnafın derdine merhem olacak” bir şeyleri hatırlatmak istiyorum..

İsteyen istediği lafımı alır..

Soru şu:

“Antalya’da iş yapan bütün esnaf para kazanabilir mi?”

Cevap: Evet kazanabilir..

Kentte iş yapan ya da yapmak isteyen esnafın para kazanmasının bir tek yolu var, o da “Kent Bilgi Sistemi”ni hayata geçirmek..

Antalya’da sokak sokak, cadde cadde, mahalle mahalle bir “işyeri planlaması” yapmak..

Bu yapılmadığı sürece..

Bütün caddeleri güzelleştirseniz de, her caddeye birer üniversite de yaptırsanız nafile..

Önce “Kent Bilgi Sistemi” hayata ge-çe-cek..

Nedir “Kent Bilgi Sistemi”?

Sokak, cadde ve mahallelerdeki nüfusa göre hangi meslekten kaç adet dükkan-mağaza-işyeri olduğunu tespit etmek, kaç adet olması gerektiğini planlamak ve bunu uygulamak..

Örneğin, Meltem Mahallesi’nde 30 bin kişi yaşıyor diyelim..

Bu nüfusa göre kaç ayakkabıcı, kaç berber, kaç bakkal, kaç lokanta vesaire olması gerektiği tespit edilecek, sadece o sayıda işyeri açılmasına izin verilecek..

Bir müteşebbis dükkan-mağaza-işyeri açmak istediğinde, yapmak istediği işi nerede yapabileceği gösterilecek ya da buna zorlanacak..

Olay bu kadar basit..

Böyle bir “Kent Bilgi Sistemi” niye yapılmıyor?

Yapıldı, şu anda hazır vaziyette bekliyor..

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) internet sitesine giren herkes bunu rahatça görebilir..

“Antalya Bilgi Sistemi” adı altında açılan bölümde, meslek gruplarına göre Antalya’da nerede, ne kadar işyeri var hepsi mevcut..

Hatta isimleriyle bile bulabilirsiniz..

İşyeri açmak isteyen biri, bu bilgi sistemine göre hareket ederse nereye dükkan açarsa iş yapabileceğini de görebilir..

Peki, belediyeler ya da kurumlar bu “bilgi sistemi”ni uygulamayı niye zorunlu hale getirmiyor?

Bunun tek nedeni, “siyasi rant”..

Hiçbir siyasetçi, işyeri açmak isteyen birine “dur bakalım kardeşim, o dükkanı buraya açamazsın” demeyi göze alamıyor..

Bunun zorunlu hale getirecek yasaları “gerektiği gibi” çıkarmıyor..

Esnafın temsilcileri de siyasetçileri zorlamayı, kapılarını aşındırmayı pek istemiyor..

Böylece..

Esnaf ağlamaya devam ediyor..

Siyasetçilerle esnafın temsilcileri de “durumu idare etmeyi” yeğliyor..

Dedim ya..

Antalya’ya geldiğim 1995 yılında esnaf, “sinek avlıyoruz” diyordu, 2014’e geldik hala “sinek avlama” edebiyatı devam ediyor..

Antalya’nın içinde bulunduğu “kargaşa” giderilmez ise, böyle devam edip gidecek..

İlgililer-yetkililer ve elbette ki müteşebbisler “Kent Bilgi Sistemi”nin hayata geçmesi için bir şeyler yapsın artık..