Evet, Antalya’nın talan edildiği ve peşkeş çekildiği doğrudur..
Ancak..
“Teşhis”i doğru yapmazsanız, “tedavi” asla mümkün olmaz..
Bu nedenle..
“Talan edildiği” öne sürülen kamu kaynakları konusunda hiç bitmeyen “linç kültürü”ne biraz dikkatlerinizi çekeceğim..
Ama..
Önce şu “linç”i biraz anlatalım..
…
Bütün olumlu(!) şeyler gibi, linç de ABD'den ithal..
“Yargısız infaz” anlamında kullanılıyor..
Ve kriterleri var:
“Hukuksuzluk, şiddet, kitlesellik..”
Aslında, meşru ve yasalmış gibi gösterilen şiddetli bir cezalandırma..
“Halk tepkili, yurttaş infialde” gibi edebiyatlar da işin “kılıfı”..
Demokratik tepki gösteremeyen..
Fikre fikirle yanıt veremeyen..
Bu tür bir “şiddet”e sarılıyor..
…
Gelelim Antalya’nın talan edilmesi konusuna..
Dikkatle izleyin..
2003 genel seçimlerinden bu yana AKP’ye, 2004 yerel seçimlerinden sonra da AKP’li Büyükşehir yönetimine, 2009’dan sonra Antalya Büyükşehir’de iktidar değişmesine rağmen hala eski yönetime karşı bir “linç” uygulaması yapılıyor..
Kim yapıyor bunu?
Önce “iktidar savaşı” veren muhalefetteki siyasi parti temsilcileri..
Onlarla birlikte de toplum örgütlerinin çoğu..
Ve halkın bir bölümü..
2003’ten bu yana..
Lara, Dokuma, Ferrokrom, Silo, Vakıf Zeytinliği, Kent Meydanı, köprülü kavşaklar, raylı sistem..
Son günlerde de AVM’ler..
Bunlarla ilgili bütün eleştirileri, açıklamaları, konuşmaları hatırlayın..
Sonu hep şu cümleye getiriliyor:
“Antalya talan ediliyor..”
…
Evet..
Antalya’nın talan edildiği ve peşkeş çekildiği doğru..
Ancak..
“Teşhis”i doğru yapmalıyız..
Ki, gerçeğe ve doğru tedaviye ulaşabilelim..
Bakın şu Antalya’ya..
Talan ve peşkeş olayları son 10 yıldır mı yapılıyor?
Uzun bir zamana gitmeyelim, sadece 20 yıl geriye dönelim yeter..
ANAP, DYP, CHP, DSP, MHP temsilcileri bu kentte “Başkan” olmuşlar..
Meclislerde, encümenlerde yer almışlar..
Bütün bu arkadaşlarımız..
“Talan ve peşkeş”e yönelik plan tadilatlarına imza atmadıklarını söyleyebilir mi?
Talanın ve peşkeşin küçüğü-büyüğü olmaz..
Mal “kamu”nun ise, ha bir lokma ha bir ekmek, hiç farketmez..
…
Eğer Antalya talan edilmişse..
Bunda bütün siyasi partiler ve toplum örgütleri ile “rant peşinde koşan halk”ın payı vardır..
Şu anda Antalya’nın yüzde 80’i “kaçak” yapılarla dolu..
Bu, son 10 yılda mı oldu?
Amacım AKP’yi savunmak değil..
Sadece bir “gerçeği” ortaya koymaya çalışıyorum..
Bu gerçeği aslında o “linç”çiler de biliyor..
Ama hiçbiri üzerine alınmıyor..
…
Linç, aslında iktidarla ilgili bir mesele..
Bizdeki “iktidar” kapışmasında..
Bükemediğin eli öpeceğine, o eli kırmaya çalışıyorsun..
İşte..
Antalya’daki talan ve peşkeşlerin kökeninde de bu savaş yatıyor..
Ve dikkat edin..
Kimse “çözüm” için bir fikir koymuyor ortaya..
Siyasi partilerin de..
Bazı toplum örgütlerinin de..
Ve yandaşlarının da iktidara karşı yürüttükleri “linç”lerin ardında, “yarın onlar iktidar olursa, talan edecekleri, birilerine peşkeş çekecekleri yer kalmayacak korkusu” var..
Yoksa kamu malı falan kimsenin umurunda değil..
AVM’lere, raylı sisteme, kavşaklara falan gösterdikleri tepkiler de hep bahane..
…
“Artık Türk insanı uyandı” deniyor..
Bakalım, gerçekten uyandınız mı?
Bunu seçimde göreceğiz..
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz sessizliğini bozdu: ‘İş birliği olsaydı davalık olmazdım’

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder