ABD’deki Brown Üniversitesi’nin araştırmasına göre; DARP-32 isimli geni taşıyan kişiler ‘yalakalığa meyilli’ imiş. Yani ‘yalakalık’ doğuştan geliyormuş. Araştırma diyor ki; “Beynin bir yanı söyleneni yaptırıyor, diğer yanı tecrübelere dayalı hareket ettiriyor. DARP-32 adlı geni taşıyanlar, beyninin sadece söyleneni yapma kısmını kullanıyor.” Bu araştırmayı okuyunca anladım ki genel başkan, bakan, milletvekili, belediye başkanı, daire başkanı, hatta müdür ve şeflere kadar inen yalakalıklara boşuna kızıyormuşum. Antalya’da düzgün insanlar olduklarını zannettiğim bazı kişilerin, nasıl olup da ‘yalaka’ olabildiklerini şimdi daha iyi anladım. Peki ‘yalakalık’ tehlikeli bir özellik midir? DARP-32 geni ile doğmamış olduğunu sandığım bir yazar, bu konuda şöyle yazmış; “Yalaka; dalkavuk-arsız, sırnaşık olarak açıklanır sözlüklerde. Dalkavuktur, çünkü yüklüce bir taltif, etlice bir kemik, nadiren de kuru bir iltifat karşılığı vicdan ve izan, ‘yağdanlık’ olarak birilerine kiralanmıştır. Yalaka arsızdır, sözden anlamaz. Toplumsal haya nedir bilmez. Yalaka sırnaşıktır, defedilmez. Yalakalık hoş görülmez, ama eksik de olmaz toplumlarda. ‘Ticari meta’ olarak algılandığından, piyasanın arz talep durumuna ve ortama göre, sayıları artar, azalır. Asıl yalakalar, siyasi kullanıma açık olanlar. Yapanın her yaptığını onaylayan, onunla ağlayıp onunla gülen, akbabalar. Kuyruk kaldıranlardır bunlar. Büyük gurur ve onur duydukları işlerinin yalakalık değil, görev olduğunda ısrarcıdırlar. Toplumun en tehlikeli kesimidirler. ‘Uçan yalakalar’ da vardır ki televizyonlara da onlar çıkar, soruları da onlar sorar. Peşinen bilirler verilecek cevapları da. Bildikleri cevaplara önce çanak arkasından da alkış tutarlar.” Özetle bir tutkudur yalakalık. Özellikle seçim dönemlerinde, atama dönemlerinde sayıları oldukça artar. Ve hemen herkesin kızarak izlediği kişilerdir. Ama artık onlara kızmaya gerek olmadığını anlıyoruz. DARP-32 geni ile doğmaları, onlara daha farklı bakmamızı gerektiriyor artık. Bakmasına bakacağız da bundan böyle kime ‘yalaka’ diyeceğiz, kime ‘yağdanlık’ diyeceğiz, kime ‘yağcı’ diyeceğiz? Şimdi çıkacaklar karşımıza. “Ben DARP-32 ile doğmuşum arkadaş” diye haklı bir mazeret üretecekler. Kimse de onlara laf söyleyemeyecek. Öyle anlaşılıyor ki bilimle, teknikle başımız dertte her işe burunlarını sokuyorlar.