Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma / Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir..

(Aslı kötü olan birine üniforma (makam) soyluluk mu verir / eşeğe altın işlemeli semer vursan eşek yine eşektir..)

BUNU NİYE Mİ YAZDIM?

Ziya Paşa’nın unutulmaz beyitlerinden biridir bu..

Niye mi yazdım?

1- Yazılarımıza eleştiri(!) yapanların “edep”ten nasibini almamış olmalarına üzüldüğüm için yazdım..

2- “Bağımsız olmasın ama bizim olsun” mantığıyla, ülkemizin düşmanlarıyla ağız birliği eden ve halkı bölmeye çalışan CHP’li genel başkan ve yöneticilerinin tutum ve davranışlarını kabullenemediğim için yazdım..

3- Sokaklardaki şu kalabalıklar içinden bir bireyin bile “kamusal” alana çıkarken taşıdığı ve insan olma onurunun bir yansıması olarak görülebilecek “edep”ten nasibini almamış Türk aydınları(!)nın tutum ve davranışlarına kahrolduğum için yazdım..

4- Karşısındakini eleştirirken bile kırmamaya gösterilen o inceliği, konuşurken takınılan nezaketi ve yazarken unutulan ahlakı özlediğim için yazdım..

TAHAMMÜL-HOŞGÖRÜ YOK

Biz..

Hakir görmenin, aşağılamanın ve bunu alenen yapacak kadar küstahlaşmanın hemen her zaman yerildiği (kötülendiği) bir kültürden geliyoruz..

Biz..

“Ne oldum delisi” olmayı, “kendi fikrine uymayanları aşağılamayı” marifet sayanları hoş görmeyen bir insani yapıdan geliyoruz..

Ama şimdi..

Tercihleriyle “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” olmamız gerekirken..

Artık neredeyse “kendisi gibi düşünmeyenlerin fikrine tahammül edemeyen bir toplum” haline geldik..

Özellikle aydın(!)larımız..

Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan, kendilerinin siyasi tercihlerine boyun eğmeyen geniş kitlelere karşı kırıcı, kışkırtıcı, kaba, görgüsüz, kötü tavırlar sergiliyor..

Siyasi tercihleri nedeniyle onlara inanan halktan kişiler de hemen hemen “aynı tavrı” gösteriyor..

Eleştiriye tahammül edemiyorlar..

Yazılanları “yalanlayamadıkları” için, saldırganlaşıyor ve “edepsizleşmekten” kendilerini alamıyorlar..

İşte Ziya Paşa’nın o beytini bunun için yazdım..

Bu beyitten ve benim yazdıklarımdan kendisine ders çıkaran olur mu?

Pek sanmıyorum..

Çünkü..

Fuzuli’nin dediği gibi;

“Diploma insanın cehlini alsa da, ‘hamurunda varsa eşeklik’ baki kalır..”

CHP’Lİ BAŞKAN VE VEKİLLER

Hatırlayın..

1- CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit, “Avrupa hayranlığı” nedeniyle bölücülük” yaparak, İzmir’in Türkiye’den ayrılıp “ayrı bir devlet” olmasını ve AB’ye girmesini” istedi..

2- CHP Genel Başkanı 12 Ocak 2018’de, “bizim çocuklar şehit olurken Suriyeliler niye savaşmıyor” diye iktidarı suçladı, 29 Ocak 2018’de de, “Özgür Suriye Ordusu’nun bizimle birlikte Afrin’de ne işi var” diyerek kendisiyle çelişti..

3- CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, CHP’li bir başka vekil Eren Erdem ise, “EDEP”ten yoksun açıklamalarla, Mehmetçik’le birlikte teröristlerle savaşan ÖSO’ya ağır hakaretler yağdırdı..

4- CHP Kilis İl Başkanı Perker New York Times’a verdiği röportajda, “Afrin’e yönelik operasyona karşı olduklarını, ancak oluşan milli duyarlılık nedeniyle bunu söyleyemediklerini, halkın tepkisinden çekindiklerini” söyledi..

Bunların hepsi okumuş-üfürmüş aydın(!) kişiler..

Demek ki neymiş?

“Diploma insanın cehlini alsa da, ‘hamurunda varsa eşeklik’ baki kalıyor”muş..

ZİYA PAŞA VE FUZULİ HAKLI

Şu anda verdiğimiz “bağımsızlık” mücadelesine karşı “içimizdeki düşmanları” gördükçe..

Yukarıdaki beyitlerin anlamlarının az bile kaldığını gördüm..

İçlerinden biri bile çıkıp, “Türkiye’yi ne pahasına olursa olsun böldürtmeyiz, kahrolsun PKK, PYD, YPG, KCK, DAEŞ” demiyor..

CHP’lilerden biri bile çıkıp, bunlara, “hoop n’oluyor kardeş, başka vatanımız yok, aklınızı başınıza toplayın” demiyor..

Ama..

Avrupa’yı övüyor, terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışanlarla ortak hareket ediyor, “Mehmetçiğin Suriye’de işi ne” diye absürd söylemlerde bulunuyor..

Bunların hepsine diyeceğim şudur:

“Aha Avrupa şuracıkta, ABD de birkaç saat uzaklıkta..İzmir dahil, karış karış, zorluk ve yokluk içinde kazanılan vatanımızı bize bırakıp, CHP’li yönetici ve vekilleri de alın ve çektirin gidin buralardan..”