Ramazan ayının bitiminde kutlanan Ramazan Bayramı’nı dünya İslam Alemi ile birlikte kutluyoruz.

Diğer günlere göre daha samimi, daha çok aranan, daha hatır gönül sorulan Ramazan ve Kurban bayramlarında toplumumuzda bir hareketlilik, bir gönüldaşlık saygı sevgi ve vefa duygularının zirve yaptığını hep görürüz.

Bayramlar sadece çocuklarda değil büyüklerde de kalbi coşkular yaratır.

Bayramlardaki insani duyguların yükselmesi toplumumuza moral motivasyon kulvarında nefes aldırıcı bir can suyu bir yenilenmedir adeta.

Düşünülmesi gereken ve üzücü en önemli konu ise bayramlardaki iyi ve mutluluk verici iletişimin hayatın akışı içinde aynı düzeyde olmaması.

Bazı insanların hayatın (doğum-yaşam-ölüm) doğasını unutması sevgi saygı doğruluk gerçeklik gülümseme samimiyet gibi kavramlardan uzaklaşması sosyal hayatı haddinden sert yapıyor.

Halbuki daha doğru daha samimi sevgi ile daha saygılı olunması Şenay'ın (Hayat Bayram Olsa) şarkısını ve o şarkının sözlerini akla getiriyor.

Bayramı en samimi en sevinçli en duygusal şekilde yaşarken bu duyguları her gün yaşayarak ömürleri boyunca devam ettiren insanlar kendilerinin ve çevrelerinin mutlu olmasına katkı yaparlar.

Bayramlardaki coşku mutluluğu sevgi saygı samimiyet gerçeklik sahtelikten uzak yalansız davranmak sosyal hayatın her kesiminde her anında kesintisiz görülmek isteniyorsa yalanı maddi manevi istismarı sahteliği sahte duygularla kendisine menfaat sağlayanları nötrize ederek toplumdan soyutlayarak onların ya iyi insan olmalarına ya da yalnızlık içinde bırakılarak elde edebilir.

Hayatı her gün bayram gibi güzel duygularla yaşamak bireylerden toplumun her kesiminin hakkı.

Bayram gibi güzel günler yaşamak toplumu daha mutlu daha verimli hale getirebilecek kavramlardan geçiyor.

Bayram gibi her gün yaşayabilmek kişinin etrafında yalancı atan tutan maddi manevi istismarcıları uzaklaştırarak kendisini mutlu yapmasıyla paralellik yaşamaktadır.

Gönlünüz ve kalbiniz her günü bayram gibi yaşasın.