Üç-dört gün önce ortaya bir iddia atıldı..
O iddia şuydu:
“17 Aralık'la başlayan Türkiye ekonomisinde kriz çıkarma stratejisi bir bir devreye giriyor..
Öncelikli hedef, 2.30 seviyesine çıkan doları daha da artırarak, faizleri yüzde 20'ye kadar çıkarmak..
Sonrasında ise..
Türkiye'nin gelişmiş diğer ülkelerden daha fazla ayrıştığı tespitleri ile sıcak paranın girişine engel olmak.. 
Kırılgan beşli olarak adlandırılan ülkelerin 4'ünde, para birimleri yüzde 10-13 arasında değer kaybederken, bu oran Türkiye'de yüzde 17 oldu.. 
Ekonomi yönetimine göre.. 
Uluslararası çok sayıda kuruluş, yazdıkları raporlar ile Merkez Bankası'na faizleri artırması baskısı yapıyor..”

Önceki gece, bu iddia bir anda “gerçek” oluverdi..
Merkez Bankası, “faiz artırım” kararı almak zorunda kaldı..

“Faiz artırımı” ne demek, herhalde biliyorsunuz..
“Zahmetsiz para” yani “rant” demek..
“Paranın yattığı yerde para kazanması” demek..
“Enflasyonun yükselmesi” demek..
“Para babalarının bayramı” demek..

Hadi düşünün biraz..
“Böyle bir manzara” kimin işine yarar?
Bırakın dar gelirliyi, garibanı, yılda 5-50 bin lira tasarruf edebilen orta hallilere bile yaramaz..
Bu manzara sadece milyon ve milyar dolarlarla oynayanların, yani “Bay Piyasalar’ın işine yarar..
Türkiye’de “Bay Piyasalar eşittir TÜSİAD ve dış bağlantıları”dir..
Zahmetsiz para kazanmanın yolu da “Türkiye’nin daima puslu kalması”ndan geçer..
“İstikrarsız bir siyaset”ten geçer..
“Huzursuz bir toplum”dan geçer..
Çünkü, huzursuz toplum dolduruşa çok çabuk gelir..
PKK terörünün 40 yıla yakın bir süre ile gündemde kalması da “demokrasi ya da insan hakları”yla değil, tamamen “para” ile ilgilidir..

Böylesine “puslu” ortamlar yaratmak ve vatandaşın kafasını çelmek için de “medya” biçilmez kaftandır..
60 küsür yıldır bu ülkede yaşanan gelişmeleri hatırlamaya çalışın..
Şöyle bir başınızı kaldırıp bakın biraz..
Medyanın ipi kimlerin elinde..
Ve 17 Aralık’tan bu yana adam gibi bir “bilgi ve belge” olmadan herkes birbirini suçluyor, vatandaş da “inanmak istediği şeye” inanıyor..
Bir kere olsun “neden” diye sormuyor..
“İşin aslı nedir” diye merak etmiyor..
“Bütün bunlar 60 küsür yıldır oynanan oyunların aynısı” demiyor..

Yukarıda birkaç gün önceki iddiayı ve önceki gün ortaya çıkan sonucu size aktardım..
Bu iddia bir kehanet miydi?
Hayır, 60 küsür yıldır oynanan oyunların “yeni bir versiyonu” idi, o kadar..
Bay Piyasalar, halkı umursamaz..
İstikrar istemez..
Huzursuzluk en büyük besin kaynaklarıdır..
Milyar dolarları vardır, ama bununla asla yetinmez, daha fazlasını isterler..

Diyorum ki..
17 Aralık operasyonlarını “bir yolsuzluk-arsızlık olayı” olarak görmeyin..
Türkiye ekonomisinde kriz çıkarma stratejisinin bir bir devreye girdiğini görmezden gelmeyin..
Arkasındaki “büyük oyun”ları görmeye ve bu ülkenin daha çok sömürülmesini önlemeye çalışın..
Baronların, halkın iradesini yok etmeye çalışmasına asla izin vermeyin..
….
Bunları yapabilirsiniz, yapmak zorundasınız..
Çünkü, başka Türkiye yok..