Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerinden biri olan imalat sektörü, Haziran 2025’te de zor günler yaşadı. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), 50 eşik değerinin oldukça altında, 46,7 seviyesine gerileyerek son 8 ayın en düşük noktasına indi. Bu durum, sektörün sadece kısa süreli değil, orta vadeli bir daralma trendi içinde olduğunu gösteriyor.
PMI NEDİR, NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
PMI, imalat sektöründeki faaliyetlerin nabzını tutan kritik bir ekonomik göstergedir. Endeks, üretim, yeni siparişler, istihdam, tedarikçi teslim süreleri ve stoklar gibi birçok parametreyi bir araya getirir ve sektörün genel sağlığı hakkında fikir verir. Özellikle 50’nin üzerindeki değerler sektörün genişlediğini, altındaki değerler ise daralma yaşandığını işaret eder.
Bu nedenle PMI, sadece sektörel değil, ülke ekonomisi açısından da bir öncü gösterge sayılır. Yatırımcılar, analistler ve karar vericiler bu veriyi yakından takip ederek ekonomi politikalarını ve yatırımlarını şekillendirir.
TALEPTE ZAYIFLIK VE YENİ SİPARİŞLERİN DÜŞÜŞÜ
Haziran verileri, tüketici ve iş dünyası talebindeki ciddi zayıflamayı gözler önüne seriyor. Yeni siparişler hem iç pazarda hem de ihracatta azalırken, bu da üretimin devamını zorlaştırıyor. Üstelik, Haziran itibarıyla sektör yeni siparişlerdeki daralmanın ikinci yılını tamamladı. Bu kadar uzun süren bir zayıflık, sektörün finansal yapısını ve üretim planlamasını olumsuz etkiliyor.
Yeni siparişlerdeki düşüş, sadece mevcut üretimin değil, önümüzdeki aylardaki üretim beklentilerinin de gerilemesine yol açıyor. Firmalar, sipariş alamadıkları için yeni yatırımlardan kaçınıyor, bu da ekonomik büyümeye negatif yansıyor.
ÜRETİM VE İSTİHDAMDA DERİN KAYIPLAR
Yeni siparişlerdeki azalma, haziran ayında üretimin geçen yılın sonbahar aylarından bu yana en hızlı düşüşünü tetikledi. Bu üretim kesintisi, doğal olarak istihdamda da sert düşüşlere neden oldu. Sektörde çalışan sayısı, son 9 ayın en yüksek oranında azaldı. Bu durum işsizliğin artabileceğine dair ciddi sinyaller veriyor.
İstihdamdaki bu gerileme, sadece bugün değil, sektörün orta vadeli performansı açısından da olumsuz. Çünkü iş gücünü azaltmak, işletmelerin kapasite ve üretim esnekliğini kısıtlar. İşten çıkarmalar, aynı zamanda tüketici talebini daha da düşürebilir; zira işsiz kalan kişiler harcama yapmayı kısar.
MALİYET BASKILARI VE KURDAKİ DALGALANMA
Haziran ayında girdi maliyetlerinde belirgin bir artış yaşandı. Özellikle TL’nin dolar ve euro karşısındaki değer kaybı, ithalat bağımlılığı yüksek olan sektörlerde maliyetleri yükseltti. Ayrıca, İran başta olmak üzere bölgesel jeopolitik gerilimler enerji ve hammadde fiyatlarında artışa sebep oldu.
Ancak, firmalar bu maliyet artışlarını nihai ürün fiyatlarına tam olarak yansıtmakta zorlanıyor. Talebin zayıflaması, fiyat artışlarının sınırlanmasına yol açarken, bu durum şirket kâr marjlarını daraltıyor. Yani, maliyetler artıyor ama fiyat artışı talep nedeniyle kısıtlı kalıyor; bu da kârlılığı olumsuz etkiliyor.
TEDARİK ZİNCİRİNDE SÜREKLİ SORUNLAR
Tedarikçi teslimat sürelerinde haziran ayında uzamalar yaşandı. Mayıs ayında 10 sektörden 7’sinde teslimat süreleri kısalmışken, Haziran’da bu sayı sadece 2’ye indi. Bu durum, hammadde ve yarı mamul tedarikinde sıkıntıların devam ettiğine ve hatta arttığına işaret ediyor.
Gecikmelerin temel nedeni olarak ise ham madde eksikliği öne çıkıyor. Küresel tedarik zincirindeki aksamalar, lojistik maliyetlerindeki yükseliş ve kurdaki dalgalanmalar, tedarik süreçlerini olumsuz etkiliyor. Bu da üretimin planlandığı gibi ilerlemesini engelliyor.
SEKTÖREL TABLO: MAKİNE VE METAL ÜRÜNLERİNDE GÖRECELİ İYİLEŞME AMA İSTİHDAM KAYBI SÜRÜYOR
İSO’nun sektörel PMI raporuna göre, haziran ayında takip edilen 10 ana sektörde üretim genel olarak düştü. Ancak makine ve metal ürünleri sektörü, diğerlerine kıyasla daha dayanıklı bir performans sergileyerek yeni siparişlerde sınırlı da olsa artış gösterdi.
Bu sektör ihracatta da son bir yılın en hızlı büyümesini kaydetti. Buna rağmen makine ve metal sektöründe istihdamda sert düşüşler yaşandı; personel sayısı Mayıs 2020’den bu yana en büyük gerilemeyi gördü. Aynı zamanda, bu sektör girdi fiyatlarında en yüksek artışı deneyimledi.
Bu çelişki, sektörün hem maliyet baskısıyla mücadele ettiğini hem de verimlilik ve rekabet baskısı altında kaldığını gösteriyor. Kârlılık ve istihdam arasında zor bir denge söz konusu.
İMALATTA KALKINMA İÇİN ACİL POLİTİKALAR ŞART
Haziran PMI verileri, Türkiye imalat sektörünün içinde bulunduğu krizin sürdüğünü ve derinleştiğini ortaya koyuyor. Hem iç hem dış talepteki zayıflık, artan maliyetler ve tedarik zinciri sorunları sektörün önünü tıkıyor.
Sektörün toparlanması için kısa vadede iç talebin canlandırılması şart. Bu, tüketicinin satın alma gücünün artırılması ve yatırımların teşvik edilmesiyle mümkün olabilir. Ayrıca kurdaki aşırı dalgalanmaların önüne geçilmesi ve ithal hammadde maliyetlerinin kontrol altına alınması gerekiyor.
Tedarik zincirlerindeki aksamaların giderilmesi, lojistik altyapının güçlendirilmesi ve yerli üretimin artırılması da kritik adımlar arasında. Sadece sektörün değil,
Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyüme ve istihdam için bu adımlar elzem.
Aksi halde, imalat sektöründeki bu gerileme ekonomi genelinde zincirleme olumsuz etkiler yaratmaya devam edecek. PMI’nin uzun süre 50’nin altında kalması, daralmanın kronikleşme riski taşıdığı anlamına geliyor. Bu da işsizliği artırır, gelirleri düşürür ve sosyal maliyetleri yükseltir.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]