ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu’da taşları yerinden oynatabilecek açıklamalarda bulundu. İran’ın nükleer faaliyetlerine ilişkin askeri müdahale seçeneğinden açıkça söz ederken, Gazze’de ise kısa süre içinde ateşkesin mümkün olabileceğini duyurdu. Trump’ın bu iki kritik başlık altındaki çıkışları, yalnızca ABD değil, Türkiye gibi bölge ülkeleri için de dikkatle takip edilmesi gereken gelişmelere işaret ediyor.
İran’a Açık Tehdit: "Gerekirse Vururuz"
Trump’ın Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında yaptığı en çarpıcı açıklama, İran’a yönelikti. İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarına yeniden hız vermesi durumunda, ABD’nin askeri müdahaleyi değerlendireceğini ifade etti. Bu ifadeleri diplomatik dilden uzak, oldukça net ve sertti:
“Elbette, hiç şüphesiz, kesinlikle – inanılmaz olmalı.”
Ayrıca, geçtiğimiz günlerde İran’daki bazı nükleer tesislere düzenlendiği öne sürülen saldırıları hatırlatan Trump, İran yönetiminin kısa vadede nükleer programa devam edebilecek bir durumda olmadığını söyledi.
“Şu anda düşündükleri son şey nükleer. Ne düşündüklerini biliyor musunuz? Yarını düşünüyorlar, yaşamaya çalışıyorlar,” diyerek İran’daki ekonomik ve toplumsal sıkıntılara da gönderme yaptı.
Bununla da kalmadı. İran’ın zenginleştirilmiş uranyumu tesislerinden taşımadığına dikkat çekti ve geçmişte nükleer program için yapılan milyarlarca dolarlık harcamaların bir sonuca ulaşamadığını savundu.
Türkiye Açısından Ne Anlama Geliyor?
Trump’ın bu tehditkâr söylemi, bölgedeki gerilimi daha da artırma riski taşıyor. Türkiye açısından bu açıklamaların etkisi birkaç farklı başlık altında değerlendirilebilir:
Bölgesel Güvenlik:
İran’a yönelik bir askeri müdahale, Türkiye’nin doğu sınırında ciddi bir güvenlik krizi yaratabilir. Olası bir savaş ortamı, göç dalgası, kaçakçılık artışı ve sınırda istikrarsızlık risklerini beraberinde getirir.
Enerji Fiyatları:
İran üzerindeki baskılar arttıkça, petrol ve doğalgaz fiyatlarında dalgalanmalar kaçınılmaz hale geliyor. Bu durum, enerji ithalatının büyük bölümünü dışarıdan sağlayan Türkiye’de hem üretici maliyetlerini hem de tüketici enflasyonunu yukarı çeker.
Ticaret ve Lojistik:
İran’la Türkiye arasında süregelen sınır ticareti ve kara yolu lojistiği bu tür krizlerden doğrudan etkilenir. Her iki ülkenin halkı da bundan ekonomik olarak zarar görür. Özellikle Doğu Anadolu’daki esnaf ve tüccar için durum daha hassastır.
Diplomatik Pozisyon:
Türkiye, hem NATO üyesi olarak Batı ile hem de komşuluk ilişkileri açısından İran ile dengeli bir politika yürütmeye çalışıyor. Bu tür kriz anlarında taraf tutmak zorunda kalmak, Ankara için ciddi bir dış politika açmazı yaratabilir.
Yaptırımlar Konusunda Geri Adım Yok
Trump, İran’ın dini lideri Hamaney’in yaptığı “zafer” açıklamasına da sert çıktı. Daha önce İran’a yönelik yaptırımların hafifletilmesini gündeme aldığını ancak bu açıklamalar sonrası kararını değiştirdiğini duyurdu. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Son birkaç gündür yaptırımların ve diğer şeylerin kaldırılması için çalışıyordum. Ama hayır, bunun yerine öfke, nefret ve tiksinti dolu bir açıklamayla karşılaştım. Bu yüzden tüm çalışmaları derhal durdurdum.”
Bu açıklama, İran’a ekonomik baskının süreceğini gösteriyor.
Türkiye’ye etkisi:
Yaptırımların devam etmesi, Türkiye’nin İran’la olan sınır ticaretini, enerji anlaşmalarını ve bankacılık ilişkilerini dolaylı yoldan zorlaştırıyor. Özellikle ABD yaptırımlarından çekinen Türk şirketleri, İran pazarından uzak durmaya başlıyor. Bu durum hem ihracatı hem de enerji tedarik çeşitliliğini olumsuz etkileyebilir.
Gazze İçin Umut Işığı: "Ateşkes Çok Yakın"
Trump’ın açıklamalarının bir diğer kritik boyutu ise Gazze Şeridi ile ilgiliydi. Gazetecilere yaptığı açıklamada,
“Gazze’de korkunç bir durum yaşanıyor… ve biz o bölgeye çok miktarda para ve yiyecek sağlıyoruz çünkü mecburuz,” diyerek Gazze’deki insani krizin boyutuna dikkat çekti.
ABD’nin, Gazze İnsani Yardım Vakfı’na 30 milyon dolarlık bağış yaptığını söyleyen Trump, gönderilen yardımların kötü niyetli gruplar tarafından çalınmasının ise artık büyük oranda engellendiğini belirtti. Ayrıca ateşkes ve rehine anlaşması için taraflarla yakın temas halinde olduklarını vurguladı.
Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
İnsani Yardım ve Dış Politika:
Türkiye, Gazze konusunda hem siyasi hem de insani açıdan uzun yıllardır aktif bir rol oynuyor. ABD'nin bu alandaki yeniden canlanan ilgisi, Türkiye'nin pozisyonuyla örtüşürse iş birliği fırsatları doğabilir.
Diplomatik Etki:
Eğer Trump’ın öngördüğü gibi Gazze’de bir ateşkes gerçekleşirse, Türkiye’nin Filistin lehine yürüttüğü diplomatik çabalar da desteklenmiş olur. Ankara, bu ateşkese katkı sunabilecek bölgesel aktörlerden biri haline gelir.
Bölgesel İstikrar:
Gazze’deki ateşkes, İsrail-Filistin hattında şiddetin azalması anlamına geleceğinden, genel olarak Ortadoğu’daki gerilimi düşürebilir. Bu da Türkiye’nin Suriye ve Lübnan sınırlarında dolaylı olarak olumlu etki yaratabilir.
Sonuç: Ortadoğu’da Denge Oyunu, Türkiye İçin Dikkatli Adımlar Zamanı
Trump’ın İran ve Gazze açıklamaları, bölgedeki kırılgan dengeleri daha da hassas hale getiriyor. Türkiye açısından bu gelişmeler; dış politikada esneklik, enerji ve güvenlikte dikkatli planlama, ticaret ve insani diplomasi alanlarında ise stratejik adımlar gerektiriyor.
İran’la olası bir çatışma, doğrudan Türkiye’yi etkileyebilecek bir güvenlik krizine dönüşebilirken, Gazze’de sağlanacak bir ateşkes ise Türkiye’nin diplomatik çabalarının meyve vermesi anlamına gelebilir. Ankara’nın bu süreçleri dikkatle izlemesi ve proaktif tutum alması her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]
TRUMP’TAN İRAN VE GAZZE HAKKINDA AÇIKLAMALAR
Zafer Özcivan
Yorumlar
Trend Haberler

Antalya’da EDS'lerin devreye gireceği tarih belli oldu

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz sessizliğini bozdu: ‘İş birliği olsaydı davalık olmazdım’

Manavgat Şelalesi’nde şaşırtan görüntü!

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder

Antalyaspor’dan flaş hamle: Mathew Ryan’a resmi teklif