TÜKONFED: Sistem olmadan mesafeli sözleşme kurulamaz...Tüketicilere kritik uyarı
TÜKONFED: Sistem olmadan mesafeli sözleşme kurulamaz...Tüketicilere kritik uyarı
İçeriği Görüntüle

Antalya’da önceki gece Konyaaltı ilçesinde 4.3, aynı gün gündüz Serik ilçesinde 4.9 büyüklüğünde yaşanan depremler endişeye yol açtı. Sarsıntıların sıklığı ve yakınlığı, bölgenin tektonik yapısını bir kez daha gündeme taşıdı. Jeoloji ve afet yönetimi uzmanları, Antalya’nın Batı Akdeniz bölgesinde yer alması nedeniyle deprem riskinin göz ardı edilemeyeceği konusunda uyarıyor. Bölgenin coğrafi gerçekliği karşısında en büyük savunmanın deprem öncesi hazırlık ve güvenli yapı stoku olduğunu belirten İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan, vatandaşın panik yerine bilinçli hareket etmesi gerektiğini söyledi. Akdoğan, can ve mal kaybını en aza indirmede en etkili yöntemin, binanın yapısal güvenliğini sağlamak ve evi depreme hazır hale getirmek olduğunu hatırlattı. Akdoğan, Antalya’daki yapı stokunun genel durumuna ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu. Akdoğan, kentteki binaların büyük bir kısmının 1999 öncesi deprem yönetmeliklerine göre yapıldığını belirterek, “Kentsel dönüşümün ya da yapıların güçlendirmesi bir tercih değil hayati bir zorunluluktur. Antalya’da eski yönetmeliklerle yapılan binaların zemin sıvılaşması riski olan bölgelerde bulunması, depremin kendisinden daha büyük bir tehlike oluşturuyor. En büyük savunmamız, sağlam ve güvenli yapılardır” diye konuştu.

Vatandaşlara çağrı

Akdoğan, vatandaşların yapısal durumlarını kontrol ettirmeleri gerektiğini belirterek, özellikle 1999 öncesi yapılan binalarda oturanların zemin etüdü ve yapı denetimi (karot örneği) ile beton kalitesi ve taşıyıcı kolonların sağlamlığı hakkında bilgi edinmeleri gerektiğini vurguladı. ‘Güvenli yapılar, deprem sırasında can ve mal kaybını en aza indirmek üzere tasarlanır ve güncel deprem yönetmeliğine tam uygunluk esastır’ diyen Akdoğan, “Güvenli bir yapı, sadece depremden değil, aynı zamanda zemin hareketlerinden ve sıvılaşmadan kaynaklanabilecek yapısal hasarlardan da korunur. Binanın oturduğu zeminin taşıma kapasitesinin doğru tespit edilmesi ve zemine uygun (derin temel, radyejeneral) sistemin kullanılması. Özellikle 2007 sonrası yönetmeliklerle zorunlu hale gelen yüksek kaliteli beton (C25 ve üstü) kullanılması. Taşıyıcı kolon ve kirişlerde yeterli miktarda ve doğru yerleştirilmiş demir donatısının kullanılması. İnşaatın temelden çatıya kadar ruhsata ve projeye uygun olarak mühendisler tarafından denetlenmesi gerekir” dedi. Başkan Akdoğan, Akdeniz’in tektonik riskini (Fethiye-Burdur Fay Hattı ve Helen-Kıbrıs Yayı’nın etkileşim bölgesi) göz önünde bulundurarak, alınması gereken bireysel önlemlerin hayati önem taşıdığını hatırlattı.

Muhabir: Esra ALTUNKES