Antalya’da geçtiğimiz haftaya CHP damgasını vurdu.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun torununu sevmek üzere gelişi ve bu gelişi sırasında bir dizi açılışlara katılmasından tutun da, ilçe örgütlerinin seçimine kadar CHP’den bir hayli fazla bahsedildi.
Her ne kadar CHP ile ilgili yazı yazma tekeli öncelikle bizim İdris Özyol’a, son zamanlarda da Ali Buldu’ya ait olsa da, biz de bu kentin yazar-çizerleyiz.
Kaldı ki, Ali Buldu 5N1K’yı daha sökmeye bile başlamadığı yıllarda, kendisinin gazetecilik alfabesini sökmesi konusunda işaret parmaklarımızla yol göstermeye çalışıyorduk.
Ama, “Boynuz kulağı geçer” diye de bir tabir vardır ve biz bundan asla gocunmayız. Tam aksi, gurur dahi duyacağımızı dile getirmekten de çekinmeyiz.
Be vesileyle; Buldu kardeşim CHP’de maden mi buldu ne, bizim cep telefonundan fotoğraf çekmemizi ve o çektiğimiz fotoğraf için, “Büyük Buluşma” başlığı atmamıza fena halde içerlemiş.
Bak bu konuda da kendisine haksızlık etmişiz de, uyarınca kendimize geldik!
Öyle ya,
‘Büyük’ konusu Ali Buldu’nun tekelinde. Büyük oynamaktan tutun da, büyük puntolarla başlıklar atmak ve buluşmaların en büyüğünü yapmak ona mahsus bir şey!.
Biz de haddimizi aşmışız..
Uyarısı için içtenlikle teşekkürler.
Kulağımız az da olsa çekildi.
İdris kardeşim ile ‘Büyük’ olayının patent sahibi Ali Buldu müsaade ederse, geride bıraktığımız haftaya damgasını vuran CHP ile ilgili iki kelam laf da biz edelim dedik.
Ama ‘küçüklüğümüzün’ çerçevesini asla aşmayıp, büyük patenti sahiplerinin sınırlarına kesinlikle girmeden!.
Muratpaşa, Konyaaltı ve Kepez’de Demokrasi Hareketi-ki bu her ne demekse ben hala anlayabilmiş değilim. Ve hatta kimse de bugüne kadar doğru dürüst anlatamadı, sandıktan çıkamadı.
Muratpaşa’da seçim sonrası doğum sancısından beter, çizik sancısı yaşandı ve hala ne olacağı belli değil.
Tüzük’e baksan belli de, şu sıralar neye bakılacağının cevabı bulunmaya çalışılıyor.
Seçimin hemen ardından, Muratpaşa, Konyaaltı ve Kepez İlçe Başkanlıklarına seçilen üç sandık galibi de, ayaklarının tozuyla, “Kavgacı Başkan istemiyoruz” cümlesinin arkasında birleştiler.
İstemeyenin bir yüzü kara, isteklerini yerine getirmeyen delegeler, esmer vatandaş.
Üç başkan da, İl için seçecekleri başkanı tarif etmiş;
“Kavgacı olmayan, herkesle anlaşabilen ve adam gibi siyaset yapan birisi.”
Ben, CHP için bu denli önemli bir istekte bulunan CHP’li üç ilçe başkanına sormak istiyorum;
“Antalya’da bu tarifinize uyan partili kim var?”
Ya da şöyle sorayım.
“Mevcut İl Başkanı Özer Ülken bu tarifinize uyuyor mu, uymuyor mu?.”
Benimki de soru ha!..
Kendi partilisi Büyükşehir Belediye Başkanı ile kavga eden mevcut İl Başkanı.
Herkesle anlaşıp, anlaşmadığı tartışmaya açık olan mevcut İl Başkanı.
Adam gibi siyaset yapıp, yapmadığının takdirini de, o istemezükcülere bırakırsak.
“Bizim isteklerimize Ülken zerre kadar uymuyor. Bu nedenle İl Başkanlığı seçimi için, seçim tarihine kadar arayışımız sürecek ve bulduğumuz adayın arkasında dağ gibi duracağız” diyebilmek çok mu zor?
Ülken de yeni seçilen ilçe başkanları için, “Ben hiçbir şeyden korkmayan, sözünü esirgemeyen, istek ve arzuları cigara kağıdı üzerine yazıp geçen parti temsilcileri istemiyorum” dese, kimi işaret eder dersiniz?
Açık olun açık.
Eğer ki o yürek sizde yoksa, size oy veren delegelerin yüreğiyle hareket edin ki, üç gün sonra hiç kimse sizin için, “Ellerim kırılsaydı da, oy vermeseydim” demesin.