Denizli’den çıkıp, Antalya’ya doğru yol alıyoruz ya, yılların alışkanlığı olmuş, Cankurtaran’daki Muhtar’ın yerinde mutlaka durmalıyız.
Mecbur muyuz?
Tabi ki değil ama alışkanlıklardan kolay cayılmıyor.
Muhtar ile 25 yıla yakın tanışıklığımız vardır.
Ta ki, geçmişte Antalyaspor taraftarları Denizli’ye maça giderken verdikleri molada mekanı talan edene dek bayağı bir samimiyetle sohbet ederdik. O günden sonra da Antalyalılar ile ilgili konularda kendisine belli bir sınır koymuş olacak ki, 07 plakalı araç gördüğünde el frenini çekip, kulakları dikip, tetikte bekliyor gibi bir hal alıyor.
Şakası bir yana, yıllar öncesi Kırmızı-Beyazlı taraftarlardan bir gurup, Muhtar’ı hayli üzmüş.
Muhtar’ın tandırı 20 yıl önceki tadında olmasa da, o yörenin en önemli özelliklerinin başında geliyor.
Bizim Haydar (Çiftçi) geçtiğimiz cumartesi polis Kasım’ın intihar ettiği ana şahitlik edebilmek için, pardon düğününe yetişebilmek adına Denizli’ye giderken telefon ile aradı.
“Bilader sen Denizli’yi bilirsin. Ben buranın neresinde şöyle ağız tadıyla tandır yiyebilirim” diye soruyordu.
“Şahin tepesini geçtim” diye de ekleyince, Muhtar’ın yerini deşifre etmemek, araç plakasının da 07 olması, dolayısıyla Muhtar’dan zılgıt yememesi adına, “Birkaç dakika sonra sol tarafında kelleci kardeşler levhasını göreceksin. Gir oraya tandır mı yiyeceksin kelle mi artık orası sana kalmış bir durum” deyip, kılavuzluğumuzu yerine getirdik. O gitmiş şehir merkezinde benim bile bilmediğim bir yerde tandır diye önüne koyulan tavuğu yemiş!..
Ayvayı yemediğine şükretsin!..
Neyse.,
Denizli’den çıktık, Antalya’ya doğru geliyoruz ya.
Bu istikamete yolu düşen sürat düşkünlerine tavsiye ederim ki, Serinhisar levhasını gördükleri anda ayaklarını gazdan çeksinler. Kilometre 90’a düşsün. Zira, Bölge trafik ekipleri sabahın körü, öğlenin sıcağı, gecenin karanlığı falan dinledikleri yok.
Sabit radarı bir kenara bırakın, traktör üzerine bile radar koyup, kontrol yapıyorlar.
Yıllardır bu yönlerini bilirim ve ben asla yemedim.
Çünkü 90’ı geçtiğim pek görülmemiştir..
Serinhisar ile Acıpayam arası dümdüz yol. İnsanın uykusu bile geliyor. Acıpayam’ı geç, Eynes sütlü mamuller fabrikasına kadar olan 5-6 kilometrelik güzergah da aynı. Ama Allahtan ki yol üzerinde sıkça kavun-karpuz satıcıları var da, sürücü gözüyle de olsa oyalanabiliyor.
Yanımda Elin Sude hanım. “Aaa baba bak ne yazıyor” diye aniden çıkış yapınca bir an irkilivermişim.
Kavun-karpuz sergisinin üzerinde büyük harflerle, “İzdivaç Bayram’ın yeri” yazıyordu.
Arabayı sağa çekip durdum. Demiştik ya hani, “Meraklı olmayandan gazeteci olmaz” diye, bizimkisi de biraz Elin Sude hanımın dikkatini çeken bir şeyi yakından inceletmek.
Karpuz tüccarı Acıpayamlı Bayram, evlenmek için TV’lerde yayınlanan İzdivaç programına katılmış. Yaşı 40. Epey beklemiş ama Allahın bir dişi kulunu Acıpayam-Antalya karayolu üzerindeki karpuz tezgahına gelin gelmesine ikna edememiş. Tezgahın adını da bu vesileyle, “İzdivaç Bayram’ın yeri” olarak isimlendirmiş.
Kendisi yoktu.
Bir gün önce traktörden düşüp omzunu çıkartmış. Kırık-çıkıkçıya düzelttirmeye gitmiş (!).
Anası öyle söyledi.
Hazır durmuşken bilgileri toplayıp, 2 tane de Kırkağaç patentli kavun aldıktan sonra düştük yola.
Çavdır’ı biraz geçtik, Çim-Sa Çimento fabrikasının tam karşısında bir sebze tarlası var.
İçinde ne ararsan mevcut. Tabelasında da, “Ben toplamam gir araziye kendin topla. Tart terazide, parasını müsait bir yere at, yoluna devam et” yazıyor.
Elin Sude hanım resmen bayram etti.
Kendi elleriyle dalından kopartıp, biber, salatalık, fasulye ve domatesleri keyifle poşete doldurdu.
Söğüt’te durmadım zira ne yazık ki söğütlüler gözlemenin tadını kaçırdı.
Ama Korkuteli’nde Şişçi Ramazan’a uğramadan geçip, asla Antalya’ya gitmem. Her zamanki gibi oğlu Metin kapıda karşıladı. Tandır harika. Muhtar’ın tandırı bizimkisinin yanında halt etmiş.
Bir-iki saat soluklandıktan sonra ver elini Antalya.
Verdi zaten Antalya elini.
Ve bizim tatil bitti.
Bizden de tatil anlatıcılığı bu kadar olur. Kendi hayatlarını bir bölü 10’a bölenler, “Ben bir bölü 5 binliklerden anlar, uzmanlık dalım o dur” diye etrafa caka satanlar, İngiliz kızlarına trene bakar gibi bakarlar.
Herkesin bir uzmanlık dalı vardır var olmasına da, ben bu tatil anlatıcılığı konusunda kimseye pabuç bırakmamaya kararlıyım artık.
Trend Haberler

Okulu, Kunduz’da rövanşı kaybetti

Ali Yılmaz gözaltında

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!

Antalya’da belediyeye yönelik 4'üncü dalga 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı

Manavgat’ta büyük gurur

Antalyaspor, eski oyuncusu Dario Saric’i yeniden kadrosuna kattı