“Açılış davetiyesi getirdiler ama o açılışa gitmeyeceğimi kendilerinin yüzüne söyledim” dedi.,
“Mardan Antalya’ya ihanetin belgesidir” diye de ekledi.
“100 Yıllık yanlıştan dönüldü” afişleri bastırıp, yol kenarlarına koydurdu, 100. Yıl’daki 30 bin kişilik stadyum olayının hayal olduğunu kamuoyuna duyurdu.
Çok geçmedi.,
“Antalyaspor önümüzdeki sezon maçlarını Mardan’da oynayabilir” lafını ilk o ortaya attı.
Bu sözler daha güneş bile görüp, kurumaya yüz tutmadan.,
İsmail Cem Televizyon Ödülleri galasını Mardan Palace’de yaptırdı.
Mardan Stadı’nın yollarını düzeltti, asfaltladı, mezbelelikten çıkarttı.
‘Ruhsata aykırı yapılmış, kaçak bölümleri var’ gerekçesiyle Mardan Palace’ın açılış törenine iştirak etmemişti, ama ya sonrası?
“Her güzel aşk kavgayla başlar” diye boşuna dememişler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’dan bahsediyoruz.
“Menderes Türel döneminde” lafından illallah geldi, ne var ki Türel’in her ama her çalışması yargıya taşındı. Antalya’ya hizmet engellenmeye, projelerin önü kesilmeye çalışıldı hatta kimilerinin kesildi.
Koskoca dünya kenti Antalya’nın Süper lig’deki takımı bir otel sahasına mahkum bırakıldı.
Dün projeleri yargıya taşıyıp, engelleme yoluna gidenler, bugün “Stadımı istiyorum” naralarıyla ortalıkta dolaşıyor.
Ve müjdeyi Ak Parti Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı verdi.
“Stadyum Dokuma’ya yapılacak.”
Merak ediyorum da.,
Antalya için böylesine önemli bir müjdeyi üç gün öncesi Antalya’ya kadar gelen, 60-70 bin kişiye hitap edip, milyonlarca kişinin de TV’den izlediği Başbakan Recep Tayip Erdoğan neden vermedi?
Belki bir bildikleri vardır.,
Diyelim ki bir yılı aşkın süredir Antalya’da herkesin ama herkesin dilinden düşürmediği, uğruna panellerin yapıldığı, çarelerin arandığı, siyasilerin bir araya getirilip, “Neden bu kentin bir tane bile stadı yok” soruları sordurduğu o stat, Dokuma’ya yapıldı.
Kim dava açar dersiniz?
2 yıl öncesine kadar mahkeme kapılarından beriye gelmeyen, her projeye bir kurp bulup, dilekçe üzerine dilekçeler yağdırıp, 2 yıldır kafalarını her nedense kuma gömen STK’lar bence kafalarını kumdan çıkartacaklardır.
Çünkü asli görevleri Antalya’ya bir şeylerin yapılması değil, “Yapılacak olanları nasıl engellerim.”
Mutlaka çıkacaktır bir babayiğit!.
Ve o babayiğit, bir stadı, bir yüzme havuzu bir spor salonu dahi olmayan Antalya’nın Dokuma’da bir stada sahip olmasının önüne geçebilmek adına, elinden geleni ardına koymayacaktır.
Geçmişte yaşamadık mı?