“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner”miş..
Büyükşehir ile dolmuş ve otobüsçülerin çekişmesini izledikçe..
Aklıma hep bu “deyiş” geliyor..

Antkart yüzünden bir önceki Başkan’a etmediklerini bırakmadılar..
Halkı canından bezdirmek için, her türlü zorluğu çıkardılar..
Çıkardıkları her zorluk için de “gidin derdinizi Menderes Türel’e anlatın” diyerek, O’nu hedef tahtası yaptılar..
Bizim milletimiz “dolduruşa” çabuk gelir..
“Vay bu Başkan bizim başımıza ne işler açıyormuş da haberimiz yokmuş” diyerek, “söylenenler doğru mu - yanlış mı” demediler..
Antkart’a çağdışı yakıştırması yaptılar..
Antkart’ı getirenleri neredeyse “vatan haini” ilan ettiler..
“Onu kaldıracağız” diye yırtıp atanlara inandılar..

Sonra ne oldu?
“Menderes Türel gitti, kavga bitti” mi?
Hayır, bitmedi..
Bitmediği gibi, “daha beteri” geldi..
İşte Halkkart..
Halkkart’a neresinden bakarsanız bakın..
Bana bu kartın “doğru” olan bir tek yanını söyleyin, Antkart’tan daha iyi olan bir tek özelliğini gösterin 40 yıl köleniz olacağım..

İşin teknik yönüne fazla girmeyeceğim..
Daha önce Antkart’ı kullananlar, aradaki farkı görüyor..
Bu nedenle de, “Ah akılsız kafa” diyerek, hayıflanıyor..

Ötesine geçelim..
İki gün önce Halk Otobüsleri Başkanı Muhammet Demirtop ile dolmuşçuların Başkanı Mustafa Gönenç’in açıklamalarını okurken, “beyler, beterin beteri var, gördünüz mü………” demekten kendimi alamadım..
Feryatları boşuna değil..
Adam, sanki Antalya’da yeterinden fazla toplu taşıma aracı yokmuş gibi..
Gitti, 40 otobüs aldı-getirdi..
Kundu ve Beldibi gibi, kent merkezine uzak yerlere çalıştıracaktı..
Getirdi, kent merkezine koydu..
Dolmuşçu-otobüsçü “yahu ne oluyor” diye sorunca da, karşılarında “şşştt sesinizi çıkarmayın, yoksa gider 160 tane daha alır getiririm ha” diyen bir Başkan buluyor..
Akaydın, elinde sopa, tepelerine binmiş durumda..
Toplu taşımacıya diyor ki:
“Ya benim verdiklerimle yetinirsiniz, ya da kökünüzü bu kentten kazırım..”
“Oyy yanıyoruz anaaammm” diye onlar feryat etmesin de kim etsin?

Oysa..
Seçimden önce Akaydın ve ekibi, otobüs ve dolmuş esnafının ağzına kaşık kaşık bal çaldılar..
Öyle sözler verdiler ki..
Örneğin.
Kent içi ulaşım hizmetleri için bir şirket kurulacaktı..
Bu şirkete her iki esnaf kuruluşu da ortak olacaktı..
Kent içi toplu ulaşım planlamasını da bu şirket yapacaktı..
Akıllı kart (Antkart) kaldırılacak, yerine daha moderni, daha verimli olanı getirilecekti..
Kart uygulaması, toplu ulaşım esnafının istemediği şekle dönüştürülmeyecekti..
Ne oldu?
Sözlerinin hiçbirini tutmadılar..
Toplu ulaşımda kaos ve kargaşa bitmek nedir bilmiyor..
Akıllı kart işi tam bir işkenceye dönüştü..
Akaydın..
Bir yandan bu “işkence” için toplu ulaşım sürücülerini suçluyor..
Diğer yandan, dolmuş ve otobüsü yavaş yavaş “yok etmeye” yönelik işler yapıyor..

Başta dedim ya..
“Keser döner sap döner..”
Önceki Başkan’a etmediğini bırakmayanlar..
“Kim kimmiş” anladınız mı?
Rüzgar ektiniz, fırtına biçiyorsunuz..