Ben Antalya’daki “bir kısım halk”ı anlamakta zorlanıyorum..
Bir tane hayvan “öldü” diye ortalığı birbirine kattılar..
Ama..
4 bin tane hayvanın ölümüne gıkları çıkmadı..
Şimdi aynı halk, Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film kategorisinde yarışan “Sivas” filmindeki köpek dövüşü sahneleri nedeniyle salonu terk ediyor..
Biri bunu bana, hatta benim gibi “böylesine patolojik bir durumu” anlamakta zorlananlara anlatmalı..
Hatırlıyorsunuz sanırım..
Geçtiğimiz mayıs ayında bir tane köpeğin (Büyükşehir Barınağı ile ilgisi olmamasına rağmen) ölmesi, kendilerini “hayvansever” olarak görenler tarafından protesto edilmişti..
Bu protestoyu CHP’liler de desteklemişti..
Ama..
Aynı hayvansever(!) grup, Mustafa Akaydın döneminde yaklaşık 3 bin kedi ve köpeğin öldüğü, bin tanesinin de görevliler tarafından öldürülmesi olayına “tepkisiz” kaldı..
Hatta..
CHP’li bir meclis üyesi de olan Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Muammer Saygılı, bütün bilgi-belge ve gizli çekimlerle ispatlanan bu “hayvan katliamı”nın asılsız olduğunu söyledi.. 
“Akaydın döneminde yapıldıysa, Türel döneminde de yapıldı” demeye getirdi lafı..
Böylece, hayvanları da partili (Ak Parti’li-CHP’li) olarak ayırdı..
Ve o hayvansever(!) grup buna da sessiz kaldı..
Daha önce yaptığı bir açıklamada “Antalya’nın mezarlık sorununun krematoryum ile çözülebileceğini” savunan Akaydın’ın bu planını hayvan barınağında uygulamaya koyduğu ortaya çıktı..
Antalya’nın o hayvansever(!) grubu buna da görmezden-duymazdan geldi..
Şimdi ise bir filmdeki “köpek dövüşü”ne kızıp salonu terk ediyor..
Güler misiniz ağlar mısınız?
Bu olayların bir de “perde arkası” var tabii..
Bir tane köpeğin ölümü için gösterilen tepkinin nedeni, Menderes Türel’i hayvanseverlerin gözünde “itibarsızlaştırmak”tı..
“Tepki gösterileri”nin arkasında CHP vardı..
“Hayvan katliamı” ve “krematoryum” gibi gerçeklere rağmen..
4 bin tane kedi ve köpeğin katledilmesine karşı bu grupların sessiz kalmasının nedeni ise, “Mustafa Akaydın’ı, dolayısıyla CHP’yi korumak ve kollamak”tı..
Yani, birçok yazımda vurgu yaptığım o “Gezi ruhu” hayvanlar konusunda da kendini gösterdi maalesef..
Bu Antalyalı hayvansever(!) grup, “Türel döneminde düzenlenen festivale katılan bir filmde köpek dövüşü yapılıyor” diye protesto gösterileri yapabilir her an..
Yaparlarsa hiç şaşırmam..
Haydi bakalım..
Antalya’da “bir kısım halk”ın gösterdiği bu çelişkilere biri bir yorum getirsin..
Onu da buradan paylaşalım..
Bekliyorum..