Antalyaspor uzun bir aradan sonra hatta sezon başından bugüne değin kulübede yer alan oyuncuların coşkusuyla, hırsıyla ilk kez bir arada yararlanma fırsatı elde etti. Geçtiğimiz devre boyunca ilk on birde yer alan oyunculardan cezalı olan ve takımı yarı yolda bırakanlar olunca kulübedeki oyunculara görev düştü. Nitekim Emre Güral, Deniz Kadah, El Kebir ve Danilo hücum hattında ilk kez birlikte oynarken, böylesine zorlu maçta ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar. Ayrıca defans bloğunda bek pozisyonlarında yine kulübenin dinamizmi takıma pozitif yansıdı. Rakip son yılların en iyi takımı Beşiktaş olunca, kadro yapısını karşılaştırıldığında oyunun şüphesiz sahada kazanıldığı gerçeği ortaya çıkıyor. Ancak Antalyaspor maça öyle iştahlı başladı ki, sanki sezonun final maçı gibiydi. Takım halinde hücuma çıkan bir Antalyaspor son yıllarda hiç rastlanılmıyordu.

Antalyaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu’nun eldeki mevcut şartlara göre takım üzerine sihirli dokunuş yaptığı gerçeğini kabullenmek gerekir. Takım iştahını sahaya yansıtabiliyorsa o takımın seyir zevki vardır. Kısa sürede her fırsatta golü koklayan bir ekip oluşturmak kolay değil. Takımdaki eksikliklerin tamamlanmasıyla birlikte Hamza Hoca bilgisi, deneyimi ve vakur duruşunu takımına yansıtmaya çalışıyor. Çok zor değil bu ligin tadına varabilmek için biraz daha zamana ihtiyacı var. Sadece zaman takıma çözüm olmayacağı realitesine göre yönetimin bir an önce harekete geçerek, mutlaka ileriye ve savunmaya takviye aramalıdır.

Antalyaspor, yeni devrenin ilk maçında yenildi ama büyük bir direnç gösterdi. Az daha becerikli olsa galibiyet kaçınılmazdı. Hele ki hakem, lehimize gelişen penaltıyı kaçırmasaydı daha adil bir skor olabilirdi. Takım böyle devam etsin, emeklerinin karşılığını elbet alacaktır. Ancak takımın bulunduğu konumu iyileştirmesi açısından, tutkulu oyununu içeride dışarıda sürdürmelidir.

Antalyaspor açısından maça damga vuran oyuncu, sağ bekte kendisinden aradığımız ve özlediğimiz performansı sergileyen Sangare oldu. Diğer taraftan akıl almaz hatalar hücumdaki şevkimizi de maalesef olumsuz etkiliyor. Öyle ki öz evlat diye bilinen Musa Nizam hayal kırıklığı yaratarak, tahammül sınırlarını zorluyor. Geçen devrenin müzmin bireysel hatalarında Diego başrolde iken, yine art arda yapılan bireysel hatalar puan kaybına neden olmaktadır. Çözümü ise, teknik ekibin savunmada yer alan oyuncularla pozisyon bilgisi ve birliktelik sağlama antrenmanları yapması oyuncuların kişisel gelişimlerinde faydalı olacaktır.

Eto’o ve Nasri arasında tercih yapılmalı ki, Nasri yeni oluşumda yaşı itibariyle takımına katkı sağlayabilir.

Bugüne kadar Eto’o ile ilgili ne tür söylenti olursa olsun sahip çıkmıştım. Profesyonelliği ve dünya çapındaki itibarına saygı duymuştum. Pekala Eto’o da hiçbir takımda yaşamadığı normal bir süreç yaşamadı (3 başkan, 6 teknik direktör ile çalıştı.) belki ama, en azından sevenlerini üzmeyecek bir tutum sergilemeliydi. Bu gidiş kentinin ve sevenlerinin ona addettiği unvana yakışmıyor. Eto’o’ya çağrım şudur; keyfi hareket etmeden, hayran olan gelecek nesillerin hayaline gölge düşürme!

Sporla kalın.