Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın coştu bir kere..
Bu coşkusunu kimse bitiremez artık..
Çünkü..
Şu anda tam onun istediği gibi “puslu” bir ortam var..
Ve..
Kimse Antalya’ya yapılan ve yapılmayan veya yapılacak hizmetlerle ilgilenmiyor..

Birileri tencere-tava çalmakla, birileri çadırlarda yaşamakla, üç-beş kişi de meydanda slogan atıp yürüyerek eylem yaptığını sanmakla meşgul..
Toplasanız bin kişinin yaptığı, CHP’nin de parti olarak kışkırttığı bu eylemleri Antalyalı diğer vatandaşlar da izlemekle meşgul..
Birileri kafasını çevrip şöyle bir baksa, “yahu arkadaşlar biz Gezi Parkı’na daldık ama bu arada Antalya’yı unuttuk, biz burada yaşıyoruz, bize ne Taksim’den” dese, herkes belki de aslına dönecek..
Ama, Akaydın bu..
Buna asla fırsat vermez..
Fırsatını kollar, konuya girmesi gereken yerde basın bürosunu devreye sokar, birlikte çalıştığı gazetecileri hareketlendirir ve gençlere “damardan” girecek cümlelerle dolu bir açıklama yapar..
Kafaları bulandırır..
Bazılarını kızdırır, bazılarını coşturur..
Ve..
Antalyalıların Antalya’yı düşünmesine asla izin vermez..

Nitekim..
Önce ABD’den gönderdiği mesajla daldı işin içine..
İl Başkanı’na talimat (evet yanlış okumadınız, resmen talimat) verip, “yiyecek-içecek yardımı” bile yaptırttı..

Döndü geldi, daha evine gitmeden Cumhuriyet Meydanı’na gitti..
Hükümet aleyhine söyleyebileceği ne varsa söyledi, eylemcilere onlarla birlikte olduğunu gösterdi..
Bir gün bekledi..
Ertesi günü de gençlerin ayaklarını yerden kesecek bir açıklama yaptı..
“Bu çapulcu gençlere çok kızıyorum, Başbakan’a orantısız zeka uyguluyorlar” diyerek –güya- hükümetle dalgasını geçti ve hep birlikte zevkin doruklarına ulaştılar..
Böylece, “ülkeye iyi bir hizmet yaptıklarını” falan düşündüler..

Akaydın, bugünlerde hemen her gün akşam saatlerinde, yanında il ve ilçe başkanıyla birlikte “savaş kazanmış komutan” edasıyla Cumhuriyet Meydanı’nda geziniyor..
“Nasıl unutturdum size Antalya’yı, helal olsun bana bee” der gibi etrafına gülücükler saçıyor..
CHP İl Başkanı’ndan ayrı, CHP’li bir milletvekilinden ayrı mesajlarla Meydan’a davet edilen partililerden çok azı da onların arkasında yerini alıyor..

Bu arada..
2009’daki seçimden önce taahhütname imzalamasına ve söz vermesine rağmen “tapu” sözünü tutmadığı Santral Mahallesi halkını da kışkırtmaktan sakınmadı..
Ortalık “puslu” iken, beceremediği bir iş için hükümeti hedef gösterdi..
“Sözünü tutmamaktan dolayı” hiç yüzü kızarmadığı gibi, “fırsat bu fırsat” diyerek, mahalle sakinlerini tapu için hükümete baskı kurmaya çağırdı..
Yani..
Santral Mahallesi sakinlerini de kışkırtmaya çalıştı..

Gerçi 4 yıldır Antalya Akaydın’ın hiç umurunda olmadı..
Ama şimdi, “Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ne zaman Antalya’yla ilgilenecek acaba” diye merakla bekliyorum..
İlgilenmiyeceğini, yine göz boyama ve makyajlarla gününü geçireceğini bile bile bekliyorum..
Antalya halkından bir ricam var..
Haydi düşünün biraz artık..
Taksim Gezi Parkı mı önemli sizler için, yoksa Antalya mı?