Mesele iletişim kuramamaları
Umut Özen
Bizim siyasetçilerimiz ve siyaseti bildiğini zannedenlerimiz siyaseti, ‘tüküreceğin yüze gülümsemektir’ diye tarif ederler. Tamam, ruhunda biraz bu da vardır, ama tabii ki siyasetin tarifi bu değildir. Bir başka tanıma göre de siyaset, yönetme sanatıdır. Bu da tek başına yeterli bir tarif sayılmaz. Kimilerine göre ise siyaset, ‘yalancılıktır, sahtekarlıktır’ vs. Haydi, ‘siyasetin içinde buna da yer var elbet’ diyelim. Ama aslolan, demokratik siyasettir. Yani hizmete dönük rekabettir. İşte bizim ülkemizde siyasete, hizmete dönük rekabet olarak bakılmadığı için, sorunlar yumağı içinde çırpınıyoruz. Demokrasinin en temel unsuru nedir? İletişim. Ülkeyi yöneten seçilmişler de, yönetmeye talip olan muhalif siyasetçiler de ülkenin ve ülke insanının sorunlarına karşı akılcı ve inandırıcı fikirler geliştirecekler. Yeri geldiğinde bunları paylaşacaklar. Sorunlara karşı önerdikleri çözümleri kitlelere inandırıcı biçimde anlatacaklar. Ve destek buldukları oranda da, demokrasi sağlıklı gelişecek. Bunun en önemli ayağı da, farklı görüşteki insanların ve partilerin iletişim kurabilmeleridir. Peki, biz bunu yapabiliyor muyuz? Elbette hayır. Özellikle terörle mücadele yüzünden ülke sorunları doğru dürüst ele alınıp, bunların çözümlerine dönük öneriler pek tartışılmıyor. Ya da birileri tartışılmamasını sağlıyor. Demokratik siyasetin hizmete dönük rekabet olduğu unutuluyor ve kamplaşma-kavgacı üslup sanki sorunlara çözüm üretecek yöntemmiş zannediliyor. Vatandaşa da sadece bu yolda algı operasyonları yapılarak, başka şeyler düşünmesi engelleniyor. Maalesef, siyasetteki manzaramız işte bu. Siyasetçilerimiz de iletişimi boş vermiş durumda. İşte bütün bunlar ekonomimizi ciddi bir dönüm noktasına getirmiş durumda. Bankacılar her ne kadar ‘Türk ekonomisinin yapısal sağlığı korunuyor’ deseler de, neredeyse kimse yarınını pek göremiyor. Yarınlar için endişe duyan insan para harcamıyor veya harcamayı minimumda tutuyor. Yapması gereken alışverişleri iyice kısıyor. Alacaklı alacağını alamıyor, borçlu vereceğini vermiyor. Böylece para sirkülasyonu azalıyor. Ve böylece ekonomik krizler ortaya çıkıveriyor. Bu tür kriz tehlikesinden uzaklaşabilmek için, bu ülkenin siyasetçileri, siyasi polemiklerle vakit geçirmeyecekler. Yönetenler de, yönetmeye aday olanlar da her şeyi açıkça, akıllıca ve somut verilerle topluma anlatarak yarınların nasıl olacağını ortaya koyacaklar. Böylece toplumun ruh hali biraz rahatlayacak. Ve krizler başlamadan önü alınmış olacak. Umarım siyaseti, kavga ve gerginlik mesleği olarak görenlerin sayısı azalır.
Yorumlar