Turizm cenneti Antalya’da vatandaş daha 12 Eylül’deki toplu ulaşım zammını sindirememişken, yeni bir “zam türküsü” çoktan çalınmaya başladı.
Hatırlayalım… En son zamla birlikte şehir içi toplu taşımada tam bilet 27 liradan 35 liraya, öğrenci bileti 15 liraya, kredi kartı ile ödeme 41 liraya, kullan-at kart 38 liraya ve aktarma ücreti 7,5 liraya yükselmişti.
Servis ücretleri de yüzde 20-25 oranında artmıştı.
Kısacası, Antalya’da otobüse binmek neredeyse lüks haline gelmişti.

Ama görünüşe göre bu da yetmemiş. Antalya Otobüsçüler Odası Başkanı Yasin Arslan, “Bu zam yetersiz” diyerek yine kükremeye başladı. Diyor ki, “Yolcu sayısı düştü, esnaf zor durumda.”
Hafta içi günlük 170 bin, cumartesi 140 bin, pazar ise 100 bin civarında yolcu taşınıyormuş. Diğer metropollere göre düşükmüş, esnaf zarar ediyormuş…
Yani anlayacağınız, otobüsçüler ormanının “Arslan başkanı” yine sahnede. Üstelik ‘yılbaşı’nı işaret ederek hem yeni zam tarihini deklere ediyor, hem kamuoyunun nabzını yokluyor.

Peki kim zararda, kim kârda?

‘Arslan Başkan’a göre 400 esnafı mağdur, yolcu sayısı azalmış. Ama kimse “Niye azaldı?” diye sormuyor. İnsanlar niye toplu ulaşımı tercih etmiyor?
Başkanın cevabı: “Vatandaş özel aracına yöneliyor.”
Bu açıklama bile başlı başına bir trajikomedi.
Zira otobüs parasını denkleştirmekte zorlanan vatandaşın, benzin fiyatlarıyla yarışan özel aracını kullanabildiğini iddia etmek olsa olsa halkın halinden kopuk bir bakışın göstergesi olur.

Oysa sabah ve akşam saatlerinde otobüs durakları tıklım tıklım dolu, otobüslerin içi balık istifi.
Boş otobüs görebilmek için, belki de gelir düzeyi yüksek mahallelere gitmek gerekiyor.
Ama oradaki insanlar zaten toplu ulaşım kullanmıyor.
Dar gelirli vatandaş ise, maaşı yerinde sayarken, TL’nin değeri erirken her 3-5 ayda bir yapılan zamlara mahkûm ediliyor.

Bir tarafta kükreyenler, diğer tarafta susanlar…

Aslında Yasin Arslan’ı da suçlamamak gerek; sonuçta temsil ettiği zümrenin çıkarlarını koruyor.
Ancak asıl sorun, yüzbinlerce dar gelirlinin sesini duymayan karar vericilerde.
“Esnaf zor durumda” diyerek yeni zam isteyenlerin sesi gür çıkıyor,
ama halkın cebindeki yangını kimse duymuyor.

Zaten bu ‘cevval başkan’ın geçmişte ne istediyse aldığı biliniyor.
Halen rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında cezaevinde olan ve kendisi de eski bir toplu taşımacı olan Muhittin Böcek döneminde kapılardan eli boş dönmediği herkesin malumu.
Şimdi ise ‘yılbaşında yeniden değerlendirilecek’ diyerek yeniden sahneye çıkıyor.
Sanki perde hiç kapanmamış, sadece dekor değişmiş gibi…

Son söz;

Antalya’nın sıcağında, otobüs durağında bekleyen o insanlar artık sadece otobüs beklemiyor; adalet, insaf ve vicdan bekliyor.
Birileri “esnafın mağduriyetini” bahane ederken, halkın cebindeki son kırıntıya da göz dikilmemeli.
Toplu ulaşım artık toplumu taşımıyor; tam tersine, halkın sırtına bindirilmiş bir yük haline geliyor.
Ve ne yazık ki, her kükreme sonunda bu yük biraz daha ağırlaşıyor…