Yüksek Seçim Kurulu, TBMM’yi bekliyor..
“Seçim kararı” alınır alınmaz “seçim takvimi” ilan edilecek..
Ve..
“Seçim süreci” başlayacak..
Siyasi partiler ile seçim çevreleri ve her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısını ilan edecek..
Özetle..
Tarihi kesin olmamakla birlikte 12 Haziran 2011 ‘de genel seçimler yapılacak..
Yani..
Yaklaşık 3.5 ay sonra..
Türkiye’yi 4 yıl yönetecek bir hükümeti belirlemek için sandık başına gidilecek..

Gidilecek de..
“Ne değişecek” onu çok merak ediyorum..
Ülkemizde “daha çok demokrasi” diyenler kıçını da yırtsa..
Televizyonlara çıkan parti genel başkanları “söz seçilirsek yapacağız” da dese..
AB “demokratikleşin” diye tehdit de etse..
Fark etmiyor..
“Saltanat sürmek” o kadar tatlı ki..
Kimse Siyasi Partiler ve Seçim yasalarıyla ilgili olarak bir şey yapmıyor..
Birileri gürlediğini sanarak “cılız” birkaç çıkış yapıyor, o kadar..
Sonra yine her yer sütliman..
Çünkü..
Bu yasaların değişmesini kimse istemiyor..
Milletvekili adaylarını yine liderler sıralayacak..
Millet de bu seçilenleri “onaylayacak” o kadar..
“Kendi vekilini seçme” şansı hiç yok..
Bu nasıl bir demokrasi?
Anlayan beri gelsin..

Bazen milletvekilleriyle konuşuyoruz..
“Niye millete kendi vekilini belirleme ve seçme hakkını vermiyorsunuz” diye soruyoruz..
Cevaplar üç aşağı 5 yukarı aynı:
“Ülkemiz henüz buna hazır değil..
Eğer millete böyle bir hak verilirse, güçlü olanlara boyun eğer..
Gider ağaları, paşaları, şeyhleri Meclis’e taşır..”
Mantığa bakar mısınız?
Peki..
Millet mevcut sistemde kimleri Meclis’e taşıyor?
Yine ağalar-paşalar şeyhler (ya da onların gösterdiği kişiler) seçilmiyor mu?
Yine gücü olan, lideri etkileyen ya da lidere “boyun eğecek” kişiler Meclis’e gelmiyor mu?

Oysa..
Bu millet “kendi vekilini” gayet güzel seçer..
Bir-iki seçimde yanılsa da, yanlış kişiler (ne demekse) seçse de..
Sonunda “doğru kişileri” bulacaktır..
Yeter ki, kendilerine “demokratik hakları” verilsin..

Ancak..
Öyle anlaşılıyor ki..
Gücü elinde bulunduranlar..
Siyasi Partiler ve Seçim yasalarının değişmesini hiç istemiyor..
“Siyasetçiler”den söz etmiyorum..
Çünkü, onları da “gücü elinde bulunduranlar” yönlendiriyor zaten..
Bu seçimde savaş “siyasi partiler”den çok, “güç”ler arasında olacak..
Listeler yapılacak..
Millet seçme ve seçilme hakkını yine özgürce kullanamayacak..
Sadece..
Millet değişik yollarla “ikna” edilecek..
Ve “git oyunu ver, bunu yasal hale getir” denilecek..
Demokrasi böyle bir şey işte..

Hadi söyleyin bakalım..
Halkın söz ve hak sahibi olmadığı bir seçimle oluşan meclisin aldığı kararlara “Meclis iradesi” diyebilecek miyiz?
3.5 ay kaldı..
Bunları sorun, sorgulayın..
Hakkınızı da arayın..
“Böyle bir isteğiniz” varsa tabii..