Birçoğumuz ömrümüzün sonsuz olduğunu sanarak yaşıyoruz. 

Bazılarımız dünyaya gelişimizi varoluş nedenlerimizi unutarak dünyanın girdabında kayboluyor. 

Hedeflerimizde, hırslarımızda sınır tanımıyoruz. 

Maalesef ki isteklerimize ulaşmak için her şeyi serbest ve olağanlaştırabiliyoruz. 

Olağanlaştırdıklarımızın başında ise 'yalan' geliyor. 

Yalanı dostluklarda, arkadaşlıklarda, sevgide, duygusallıklarda, iş dünyasında, çalışma hayatında ve birçok platformda sınırsızca söylenebiliyor ve bütün bunlar maalesef sonuçlarının nereye varacağı düşünülmeden yapılıyor. 

Yalanın hemen sonrasında iftira geliyor birisine iftira atılarak birilerinin hayatı değişebiliyor birilerinin de hayatı kararabiliyor. 

Birileri insanların gözlerinin içine bakarak yanıltarak onları maddi manevi zararlara sokabiliyor. 

Bu tür insanlar yalan söyleyerek bazen dostlukların, bazen sevgilerin bitmesine neden olabiliyor, haklarında konuştukları birçok insanın gözüne bakarak yaşamlarına devam edebiliyorlar. 

Dostluklarında, sevgilerinde sahteliği ön plâna çıkaranlar haklarında konuştukları insanlarla çeşitli platformlarda, değişik ortamlarda bir araya gelebiliyor hatta aynı masalarda beraber oturabiliyorlar. 

Kendi menfaatleri için yalanda, iftirada, sahte dostluklarda, sevgilerde sınır tanımayan insanların gerçek yüzleri görüldüğünde onların bu yaptıklarına üzülmemek gerekiyor. 

Bu biraz zor gibi gözükse de ve birçok insanda sarsıntı yapsa da bu tür insanların yaptıklarına üzülmemek gerekiyor. 

Çünkü üzüntüler gerçek dostların başına gelenlerde yaşanmalı; bunun sebebi ise üzüntüler gerçek duygular sonucunda ortaya çıkar ve sadece gerçek dostlar, sevgiler için değer. 

Gönlünüz ve kalbiniz üzüntüsüz olsun, üzülüyorsanız bile gerçek dostluklar ve gerçek sevgiler için olsun.