Siyaseti sadece erkekler mi yapar?
Siyaset erkeklerin tekelinde mi?
Siyasette kadınlar erkeklerden icazet almak zorunda mı?
Siyaset kadın becerilerinin dışında bir olgu mu?
Siyasi partilerin genel merkezlerinde, il-İlçe-belde teşkilatlarında görev alan, milletvekili-belediye başkanlığı-belediye meclis üyeliği seçimlerinde aday yapılan kadın sayısı niye erkeklerin onda birinden daha az?
Her yerde, her konuda erkeklerle “eşit” olduklarını, her işi en az erkekler kadar yapabileceklerini söyleyen kadınlar, konu siyaset olunca, niye erkeklerin egemenliğine boyun eğiyor, niye “bizde eşit sayıda görev, eşit sayıda adaylık isteriz” diye diretmiyor?
Kadınlar, kendilerine siyasette eşit hak tanınıncaya kadar, “sandığa gitmiyoruz” direnişini niye göstermiyor?
Hem erkeklerle eşit olduklarını iddia edip, hem de siyasette ikinci plana itilmeyi niye kabulleniyor?

Yerel seçimlere yaklaşık 10 hafta varken..
Belediye başkanı ve belediye meclis üye adayları birer-ikişer belirlenirken..
Sorulması ve gereğinin yapılması gereken en önemli sorulardan biri de bunlar olmalıydı..
Ama..
Kadınlardan çok çok çok az sayıda ve cılız bir-iki sızlanmadan öte hiçbir itiraz ve direniş göreniniz var mı?
Direniş yok, ama kabulleniş var..
Demek ki neymiş?
Kadınlar gerçekten de siyasete uygun yapıda bir cins olmadıklarına inanıyorlarmış..
Eğer becerebilecekleri bir şey olduğuna inansalardı, erkeklerle eşit adaylıklar elde etmiş olurlardı..
Bu neyi gösteriyor?
Siyasi partilerin genel başkanları ve yetkili organlarının, “kadına değer verdiklerini” söylemeleri yalanmış, palavraymış, kandırmacaymış..
Buna rağmen..
Kadınların siyasi partiler için can siperane bir koşuşturma içinde olmaları beni çok şaşırtıyor?
Kadın denen yaratığı bilen-anlayan biri varsa, n’olur bana da anlatsın..

Yukarıda yazdıklarım, sadece Türkiye’deki değil dünyadaki bütün siyasi partiler için geçerli..
Kadınlar siyaset yapmaya pek sıcak değiller..
Diğer bir deyişle; siyaset ve kadın birarada olamıyor..
Bunda, “siyasetin çirkin yüzü”nün büyük bir etkisi olabilir mi?
Bunda, kadınların “duygusallıkları”nın bir rolü var mı?

Soruları daha da çoğaltabilirsiniz..
Ama..
Kadınların, “siyasette eşit görev üstlenme” arzuları gerçekten var mı, merak ediyorum..
Ya da..
Şöyle düşünüyor olabilirler mi acaba:
“Erkekler koştursun-boğuşsun dursun..
Sonunda nasıl olsa onları (anne-eş kardeş-metres olarak) yönetecek olan yine bizleriz..
Yani..
Kendimizi o kadar da hırpalamamıza hiç gerek yok..
Bize de yer verirlerse ne ala, vermezlerse kendileri bilirler..
Biz kadınlığımızı ortaya koyar, gereğini yaparız..”

“Aday” olarak kendilerine yer verilse de verilmese de..
Aktif bir görev üstlense de üstlenmese de..
Her ne şekilde olursa olsun..
Ben kadının siyasi arenada her zaman “etkin” olduğuna inanıyorum..
Çünkü..
“Gereğini” gayet iyi yapıyorlar..