Yapılan bir araştırma var dikkatimi çekti.  New York Stern School of Business’te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning bir teori ile tarihe geçerler. Bu teorinin adı, ‘Dunning-Kruger Etkisi.’ Teori şunu söylüyor: “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.” Tabii ki bu sonuca oturdukları yerde ulaşmamışlar. Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmalar yapmışlar. Ve sonucunda şu bulgulara ulaşmışlar: Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler. Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar. Ben de, bir şey ilave etmek istiyorum. Bazıları nitelikleri belli bir eğitimle arttırılsa bile niteliksizliklerinin farkına varamayabilirler. Çünkü değerlendirme zaafları ağır basar. Nedir bu değerlendirme zaafı? Burada yine o iki uzmanın çalışmalarına bakalım. Bu iki uzman teorilerini test ederler. Cornell Üniversitesi’nden 45 öğrenciye çeşitli sorular sorarlar. Ardından öğrencilerden, testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini isterler. En başarısızların testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70’e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıkar. En iyilerin en alçakgönüllü denekler olduğu görülür. Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar. İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, kronik kendi kendini değerlendirme yeteneksizliği olarak açıklıyor. Çalışan kendi kapasitesini değerlendiremiyor ve eksikliğini teşhis etmekte aciz kalıyor. Ama asıl vahim olan bu yetersizlik ve haddini bilmeme durumu. Mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturuyor. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşüyor. İşinde çok iyi olduğuna inanan ‘yetersiz’ kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymaz. Aksine bunu bir ‘hak’ olarak görür, ‘uyanıklık’ bilir. Bu tür insanlar, ‘kifayetsiz muhterisler’ diye tanımlanır. Ve her zaman, her yerde daha hızlı yükselirler. Etrafınıza bir bakın diyorum.