Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen tape kayıtları 3 gündür Türkiye’yi ayağa kaldırdı..

Muhalefet liderlerinin, bu tapeler “gerçekmiş gibi” yaptığı açıklamaları ve buna paralel yapılan diğer bütün söylemleri-tepkileri, olayları ibret ve korkuyla izledim..

İçlerinden birinin de çıkıp, “hele durun yahu, montaj olabilir, önce gerçek olup-olmadığını anlayalım” demesini umut ettim, hepsi boşa çıktı..

Önceki gün akşam üstü Antalya’da da bir grup, “protesto gösterisi” yaptı..

Halkevleri, KESK, DİSK, ÖDP, HDP, TKP gibi sivil toplum örgütleri ve siyasi partilere mensup yaklaşık 1000 kişilik grup, tape kayıtlarına ilişkin yürüyüş düzenledi..

Sonuç?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık tarihinde geçtiği öne sürülen telefon konuşmalarına ilişkin internete düşen ses kayıtlarının “montaj” olduğu ispatlandı..

TRT tarafından yapılan teknik incelemede, ses kaydının Başbakan Erdoğan'ın farklı tarihlerde yaptığı telefon konuşmalarından alıntılar yapılarak kurgulandığı tespit edildi..

Hatta..

TRT HD Kanal Koordinatörü Kürşad Özkök, kayıtlar için “ucuz bir montaj” ifadesini kullandı..

Şimdi merak ediyorum..

Muhalefet liderleri, STK’lar, olay çıkartıp gösteri yapanlar, “bu tape nedeniyle” söyledikleri sözlerin yaptıkları protestoların ayıbıyla yaşayacaklar mı, yoksa tükürdüklerini yalayıp özür mü dileyecekler?

Kafası “birazcık” çalışan herkesin, böyle bir kasetin “montaj” olacağını bilmesi gerekirdi..

İktidarı kimlerin karaladığını, ülkeyi yönetmeye kimlerin talip olduğunu ve kimlerin uydusunda olduklarını anlayın artık..

Çıkar gruplarının amacı sadece “çıkar”dır..

Vatan-millet gibi kavramlar onlar için hiçbir şey ifade etmez..

Bu vatan uğruna şehit düşenlere, “görev zayiatı” diye bakarlar..

İşte bu gruplar, “çıkarlarına aykırı hareket eden” kim olursa olsun, (Deniz Baykal ve MHP’li milletvekilleri örneğinde olduğu gibi) ekarte edebilmek iç in “kaset ve dinleme” dahil her türlü organizasyonu yapmaktan çekinmezler..

Başbakan ve Bakan’lara kurulan bu tür tuzaklar, bir gün muhalefet liderlerine de kurulabilir..

Bu nedenle..

Önce onların bu konuya “şüpheyle bakması” gerekir..

“Montaj veya senaryo olabilir” deyip, halkı akılcı davranmaya davet etmeleri gerekir..

Montaj olup-olmadığı kanıtlanınca da, ne gerekiyorsa onun yapılması için elinden geleni ardına koymamalıdır..

Dahası var..

Devleti dinleyen paralel yapının bu dökümleri yurtdışına servis ettiği belirtildi..

Dinlemelerin casusluk kapsamında “para karşılığı” satıldığı da iddia ediliyor..

Paralel yapının "Selam Terör Örgütü" adı altında 2011/762 dosya numarasıyla dinlediği siyasetçi, sanatçı, gazeteci gibi 7 bin kişiyle ilgili kayıtların yanına dinlenenlerin zaaflarını ve özlük bilgilerini not düştüğü ortaya çıktı..

Dinleme ve fişleme 3 yıl sürmüş..

Dinlenen isimler arasında eskort kızlar ve mankenler bile yer alıyor..

Özetle..

“Çıkar grupları”nın asıl amaçlarının “para ve çıkar” olduğunu buradan da anlayabilirsiniz..

Ve..

Gözü “para”dan başka bir şey görmeyenler için sizler hiçbir şey ifade etmiyorsunuz..

Bu nedenle de “milli irade” kavramını yok edip, halkın yerine hükümetler kurup hükümetler düşürmeye kalkışıyor..

Bunun için de “ses kayıtları-yolsuzluk-hırsızlık” gibi olaylar yaratıp, halkın hassasiyetleri ile oynuyorlar..

Dün de söylediğim gibi..

Hırsız-arsız-yolsuz her kim ise..

Bu milletin kör kuruşunu haksız yere alan-çalan-harcayan her kim ise..

Allah belasını da versin, cezası ne ise onu da çeksin..

Ama..

Akıllı ve mantıklı olun..

Adalet suçlu veya suçsuz desin..

Sizler de “ikna” olduğunuz oranda gidin sandık başına..

Ve kimi iktidar, kimi muhalefet yapacağınıza, sizleri kimin yöneteceğine yine ve sadece siz karar verin..

“Çıkar grupları” vermesin..