Her yanımız yerel seçim oldu!.
Sabah her hangi bir adayıp, keydirilmiş minibüs yada otobüslerinin üzerine konmuş hoparlörden çıkan yüksek sesli müziğiyle uyanabilmek mümkün..
Cep telefonlarına durmadan mesajlar geliyor..
İçeriğinde, “Bu akşam falanca Tv’de seçim programında canlı yayın konuğu olacağım” yazıyor..
Sanki konuk olacak da..
Bastır parayı al seçim programının saatini.
Önceki akşam muhtar yardımcılığına bile aday olmayan Hüseyin Çavlı isimli vatandaş aynısını yapmış.
Çıkmış televizyonda konuşuyor da konuşuyor..
Gazeteciliğimizi bilen bazı dostlar cep telefonumdan arıyor..
“Kim bu adam? Nereye aday da programda konuşuyor” sorusunu sorana mı?
“Nasıl çıkmış ki canlı yayına” diyenlere mi rastlamazsın?
“Bu dönemde her şey para. Şubat ayı program saati 6 bin, Mart’ta zam gelecekmiş 10 bin oluyor” cevabı verince, karşımdakinin şaşkınlığı gözlerimin önüne geliyor..
Yanlış okumadınız..
Her hangi bir aday, akşam saatlerinde yerel televizyona çıkacaksa, Mart ayı saat ücreti 10 bin TL. Seçim bu ya..
Fırsat da bu fırsat..
Götürebildiğin kar!..
Bir de seçilebilmek adına, ekranlardan ahkam kesen adaylar var ya.
Hepsinin konuşmalarını videoya alıyorum..
Öyle atmakla, tutmakla olmuyor..
Neymiş efendim;
Antalya’yı birlikte yöneteceklermiş..
Antalya’yı dinamiklerle birlikte idare edecekler miş..
Turizmi marka haline getirecekler miş..
Sanki başbakanlığa aday olmuşlar gibi.
Sanırsınız ki Turizm Bakanlığına oynuyor bizim yerel seçim adayı..
Geçen dönem yaptım yine yapacağım.
Her adayın seçim broşürlerini üşenmeden toplayacak.
Tümünü birer birer cilt haline getirecek..
Yapmadıklarında son beş yıl yaptığımız gibi, “Söz verdin hani sözün nerede” diye sormaktan geri durmayacağım.
Koskoca televizyon bir saatliğine kendi malın ya..
At atabildiğin kadar..
Meydan senin ya..
Vur vurabildiğin kadar..
İş başa düşünce inkar et kurtul!..
Biz bunu son 5 yılda defalarca yaşadık.
Yalana, dolana karnımız doydu. Kulaklarımız pas tuttu.
Çoğu adayın bir dediği diğer dediğine tutmuyor tutmamasına da, “Hayırdır bu ne hal” diye sorduğumuzda yüzleri bile kızarmıyor.
Mübareklerin yüzü yılan derisi..
Kim ne derse desin, Antalyalı eminim ki mantığını kullanarak oyunu verip o oyu sandığa atacaktır.
Çocuklarımın ve torunlarımın yaşayacağı kenti kim daha iyi yönetebileceğine kanaat getirip..
Antalya’ya kalıcı eserler bırakmayı ana ilke seçen adaya basacağım oyumu.
Vicdanım da rahat olacak..