Biz çok akıllı bir milletiz. Bunu gerçekten söylüyorum. (Zaten çok da milliyetçi bir insanımdır, akıllı değilsek de olduğumuza inanmak isterim yani)

O kadar akıllı bir toplumuz ki aklınıza gelecek her şeyin kısa yolunu buluyoruz.  Kafamızı daha çok buna kullanıyoruz.  Aman uğraşmadan halledelim.  Hemen hızlıca olsun bitsin. Kısa yoldan para kazanmak, kolay çalışmak, hızlıca iyileşmek,  hemen evlenmek-hemen boşanmak, hemen ünlü olmak gibi gibi çoğaltabiliriz. Bu sabırsızlıkla da ilgili ama bizimki kafamızın çok çalışmasından.

Bazen sosyal medyada modalaşan haberler oluyor. Bir furya halinde ülkeyi ilgilendirmese bile herkes o konu hakkında bir şeyler paylaşmaz ya da yazmazsa eksik kalıyor. Duyarlı gözükmek adına içeriğini bilmediği haberler hakkında yorum yazıyor. En çok da buna gülüyorum.  Komşusu paylaşmış haberi, bizimki tıklayıp okumamış. Başlığına bakmış. Aa bu çok önemli deyip hemen paylaş butonuna basmış. Üstüne de yorum yazmış. Ancak habere bir tıklıyorsun, başlık sadece habere dikkat çekmek için yazılmış. Okunmayı arttırma adına yani. Paylaşanın yazdığı durum ile uzaktan yakından bağlantısı yok. E ne alaka şimdi yapılan yorum??

Ne alaka ben söyleyeyim; okumamış, okumamış!. Zahmet edip haberi okumamış. Çünkü çok akıllı. Duyarlı olmanın paylaşmak olduğuna inanmış. Dahil olmazsa eksik kalacak ne yapsın garip.

Bir de fazla okuyup bilgi kirliliğine yakalanan grup var buna tezat olarak. Arada bir bana da denk geliyor. “Ben obsesifkompulsif bozukluğuna (zorlantı hastalığı)  yakalanmışım” diyor. Daha önce hekime göründünüz mü diyorum, hayır diyor. Bu tanıyı kim koydu diyorum. Araştırdım okudum diyor. İyileşme yöntemleri yazmıyor muydu diyorum. Bakmadım diyor. E ona da baksaydın. Tanıyı koydun tedavi kaldı. Onu nasıl atlamışsın. İlaçları da tanıdık eczaneden bul. Hekime ya da psikoloğa vakit ayırmana gerek kalmasın.

Zaten öyle çok bilgi kirliliği var ki baş ağrısı yaz beyin tümörü çıkıyor. Tabi birçok etken olabilir ancak hangi bilgiye nerden ulaşacağımızı bilmek lazım. İlk adım bu. Doğruluğundan emin olduğumuz sitelerden bilgi edinmek gerek. Ve bir tanı koymadan önce uzmana sormak şart. Bu kadar insan bu bölümleri can sıkıntısına okumuyor. Her internette yazan ile doktor olsaydı keşke insanlar ömürleri kitap başında geçmezdi. Üstelik inandığımız her bilginin içinde buluyoruz kendimizi. Durduk yere stresini yaşıyoruz. Olmayan hastalığın olmayan korkuları ile savaşmak zorunda kalıyoruz. Bu sefer ruhsal hastalıklar başlıyor. İyi araştırmak, birkaç farklı yerden bilgiye ulaşmak önemli. Uzmana sormak ise en doğru seçim.