Biz değerlerimizin değerini asla bilmiyoruz..
Sonra da “bu ülkede kimse değer bilmiyor” diye şikayet ediyoruz..
Hatta..
Daha da ileri gidip, “bu ülke beyin göçünü önleyemiyor ve değerli bilim insanlarımız hep yurtdışına kaçıyor” diye küstahlık yapıyoruz..
“O değerli bilim insanlarımız” yurtdışına niye kaçıyor, hiç düşünmüyoruz..
…
Son örnek, Prof. Dr. Ömer Özkan..
Dünya’da ilk defa tam yüz nakli ile kadavradan ilk rahim naklini yapan bilim insanı..
Değeri çok büyük..
Yaptığı nakillerle dünyada yeni bir çığır açan, bilim insanlarını heyecanlandıran biri..
Antalya’dan..
Akdeniz Üniversitesi’nden..
Evet, Ömer hoca kaçıp başka ülkelere gitmedi..
Ama, “henüz” gitmedi..
Eğer, “onu çekemeyenlerin tutumu” böyle devam ederse, kimbilir, belki de “lanet olsun” deyip her an gidebilir..
…
Olayı biliyorsunuz..
Bir ihbar üzerine aralarında Ömer Özkan’ın da bulunduğu 37 akademisyen hakkında bir soruşturma başlatıldı..
Bu akademisyenlerin, “başka hastanede veya özel muayenehanesi olduğu halde Üniversite Tıp’ta özellikle büyük ameliyatları üniversite bünyesindeki görevli akademisyen arkadaşları adına yaptıkları” iddia ediliyor..
Savcılık, dosyayı Rektörlüğe gönderdiğini söylüyor..
Rektör soruşturmayı önce kendi bünyesinde yapacak, gerekirse konu adli makamlara taşınacak..
Yani..
Ortada henüz fol yok yumurta yok..
Ama..
“Dünyanın gözbebeği” bir biliminsanı, Antalya’ya-Akdeniz Üniversitesi’ne-Türkiye’ye dünya çapında büyük prestij kazandırmış Ömer Özkan, hemen “adi bir suçlu” yerine konup, haber yapılıyor..
Ve..
Böylesine bir “değer” kendisine yapılan bu büyük haksızlık karşısında kahroluyor..
Gözyaşları içinde, kendisine “yargısız infaz” yapıldığını söylüyor..
…
Söyleyin şimdi..
Eğer Prof. Dr. Ömer Özkan da “yurdışını tercih eden bilim insanlarından biri olursa”, bunun suçlusu kim olur?
O’nu çekemeyenler mi?
Bir ihbar üzerine soruşturma başlatan mı?
Bu soruşturmayı haber yapan ve yayınlayan basın-yayın organları mı?
Basın-yayın organlarına inanıp Özkan’a farklı bir gözle bakanlar mı?
Yoksa hepsi mi?
…
Unutmayın..
İnsanoğlu, ideallerini rahatça gerçekleştirebileceği ortamlarda olmak ister..
Biz, kendini işine adamış, idealist, çok önemli nakillere imza atmış büyük bir değerin değerini maalesef yine bilemedik..
Büyük rahatsızlık verdik..
Büyük terbiyesizlik ettik..
Yaptığı işe yoğunlaşıp, insanlığa daha büyük hizmetler vermeyi düşünen birinin kafasını, “çekemezliklerle” bulandırdık..
Ayıptır, günahtır..
Kendi adıma söylüyorum; Ömer Özkan ve onun gibi kendini sadece yaptığı işe verip benliğini insanlığın hizmetine adayan insanlar “suç bile işleseler” gömezden gelirim..
Çünkü..
Tam anlamıyla her şeyin “ticarileştiği” bir dünyada, maalesef “insanlığa hizmet” en sona atılan bir eylem haline gelmişken..
İnsanlığa hizmet edenlere gölge edilmemesi gerekiyor..
…
Dün, Üniversite’yi ziyarete gelen Japon Oberlin Üniversitesi Rektörü Dr. Takayasu Mitani ve Dekan Dr. Bruce Batten, Rektör İsrafil Kurtcephe’ye rica ediyor..
“N’olur bizi Ömer Özkan’la tanıştırın, yüz nakli yapılan hastalarla konuşturun” diyor..
Tanışıyor, hastaları görüyor ve nasıl takdir edeceklerini şaşırıyorlar..
En büyüğünden en küçüğüne kadar dünyadaki bütün üniversiteler, Ömer Özkan’ı kendi bünyesine katmak için büyük bir yarış içindeler..
Ama, o (şimdilik) Antalya’da-Akdeniz Üniversitesi’nde kalmaktan yana..
Söyleyin..
Olur-olmaz ihbarlarla-soruşturmalarla rahatsız edersek..
Prof. Dr. Ömer Özkan’ı (ya da onun gibi diğer değerli bilim insanlarını) Türkiye’de tutabilir miyiz?
Trend Haberler

Antalya’dan birlik ve kardeşlik mesajları verildi: ‘Terörsüz Türkiye siyasi değildir’

Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 18 Eylül Perşembe

Rozetleri Çavuşoğlu ve Çetin taktı: Demre’de iki isim AK Parti’ye geçti

Antalya Körfezinde fırtına alarmı! Bodrum’dan Anamur’a etkili olacak

Sedat Peker’den Kepezspor Futbol A.Ş.’ye destek

Andızlı’daki ‘yol’ projesi iptal edildi