Son günlerde hem ulusal basında hem de uluslararası medyada en çok konuşulan takım Antalyaspor. Yeni sezon öncesi Süper Lig'in çiçeği burnunda takımı adına transfer gündeminde bu bahsi geçen isimlerin Dünya'nın en iyi kulübünde efsanevi futbolcular olduğu gerçeğini kabul edelim.
Stadyumundan spor tesisine kadar yenilenmeye ve evrilmeye çalışan bu takımın yönetim anlayışı bir türlü gösterişten ve abartılı hamlelerden vazgeçmiyor. Ancak şu gerçeği de göz ardı etmemek gerek; günümüz modern futbolu her yönüyle pazarlama stratejilerini zorunluluk haline dönüştürüyor. Dolayısıyla Ronaldinho, Eto'o ve Affelay sadece memleketimizi değil ülke kamuoyunu heyecanlandıracaktır. Peki Antalyaspor'a doğrudan ne katkı sağlar bu isimler?
Endüstriyel futbolun en önemli algılarından biri de takımın markalaşması. Bu algı stratejileri günümüzde iki yolla örneklendirilir. Biri kulübün iç kaynaklarına yönelik yatırım yaparak geleceğini inşa etmesi, diğeri ise sermaye gücüne odaklı pazarlama bileşenlerine daha çok yatırım yaparak dış öğeleri daha çok benimsenmesidir. Birinci örnekteki akımın dünyadaki en önemli temsilcisi hiç şüphesiz Barcelona; ülkemizde ise bunu uygulamaya çalışan Altınordu olarak göze çarpmaktadır. Diğer dış kaynaklı strateji ise birçok kulüp tarafından benimsenen ancak etkisi günü kurtarmaya yönelik sürekli dinamizm ihtiyacı hisseden bir yönetim modelidir. Bunun ise ülkemizde en büyük temsilcisi Fenerbahçe olduğunu söyleyebiliriz. Ancak zamanla kulüplerin yüksek bütçelerle dış kaynaklara yönelmesi sürdürülebilir başarıyla doğru orantılı olmadığını gözlemlemekteyiz.
Bugün birçok kulüp tam anlamıyla iç kaynaklı stratejilerini verimli kullanamadığından kalıcı istikrarı sağlayamıyorlar.
Pekala Antalyaspor özelindeki son durum ise daha Süper Lig'e adımını atar atmaz ses getirebilme mücadelesi veriyor. Yani bu takımların kurtulmaya çalıştığı hastalığa davetiye çıkarıyor. Bu da takımların kaynak israfına neden oluyor. İşte son günlerde divan kurulunda üyelerin en çok göz ardı edilen konu başarıdan ziyade "hesap verilebilir şeffaf yönetim anlayışı" olması gerektiğidir.
Son zamanlarda ülke sporu küresel alandaki markalarımız ile sponsorluk bakımından Avrupa'daki krizi fırsata dönüştürerek güçlü bir konum elde etti ve bugün öncü olmaya başladı. Bu demek oluyor ki kulüplerimizin sponsor desteği olağanüstü boyutlara gelerek yöneticileri israfa yönelmesinde tetikleyici bir rol oynuyor.
Antalyasporumuzun yeni stadyumuna güçlü markaların isim sponsorluğu için sıraya girmesi oldukça memnun edici ve başkan Gültekin Gencer tam bu sırada dahice davranarak pazarı kızıştırmak için efsane futbolcuları Antalyaspor gündemine taşıdı. Bu isimler takıma gelir gelmez çok önemli değil ama burada ticari yönetim algısı açısından ilk defa başkanla bu derece aynı fikirdeyim. Ancak bu takım ligde kalıcı olmasını istiyorsak ki tek temennimiz budur: Takımı gerçekten başarılı kılacak stratejilerin geliştirilerek hedefe yönelik planların ortaya atılmasıdır. Yoksa bugünkü oluşan suni gündem Antalyaspor'un marka değeri açısından menfaatidir ancak sürdürebilir başarı yönüyle hiçbir anlam taşımamaktadır.
Antalyasporla kalın.